tag:blogger.com,1999:blog-14544754100196822432024-03-08T00:04:08.032-08:00Şeker hastalığı ve DiyetŞeker hastalığı ve diyabet, diyet, diyabetbaytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.comBlogger21125tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-84475085345219108582007-09-20T13:07:00.000-07:002007-09-20T13:08:56.327-07:00Diyabet Sözlüğü<table border="0" cellpadding="0" cellspacing="0" width="100%"><tbody><tr><td class="style1" background="images/seker.gif" height="26" width="493"><br /></td> </tr> <tr> <td background="images/sekerli_middle_bg.gif"> <div align="center"> <center> <table class="style1" style="border-collapse: collapse;" border="0" bordercolor="#111111" cellpadding="0" cellspacing="5" width="94%"> <tbody><tr> <td> <br /> <b>Alfa hücreleri:</b> Pankreasın Langerhans adacıklarında bulunan ve glukagon üreten hücreler<br /> <br /> <b>Aseton:</b> Vücut yağlardan enerji elde ettiğinde ortaya çıkan ve ketonlar olarak adlandırılan maddelerden biri<br /> <br /> <b>Aspartam:</b> Düşük kalorili yoğun bir tatlandırıcı<br /> <br /> <b>Balayı dönemi:</b> İnsülin tedavisine başlandıktan kısa bir süre sonra dozunun azaltıldığı dönem<br /> <br /> <b>Berrak insülin:</b> Kristalize insülin<br /> <br /> <b>Beta blokerler:</b> Stres hormonlarının kalp damar sistemi üzerindeki etkilerini bloke eden ilaçlar<br /> <br /> <b>Beta hücreleri:</b> Pankreasın Langerhans adacıklarında bulunan ve insülin üreten hücreler<br /> <br /> <b>Diyabet:</b> Yüksek kan şekeri ile karakterize pankreas rahatsızlığı<br /> <br /> <b>Diyabet komplikasyonları:</b> Yeterli düzeyde kontrol edilemeyen kan şekerinin kısa ve uzun vadeli olumsuz sonuçları<br /> <br /> <b>Diyabetik amyotrofi:</b> Diyabete bağlı olarak belli sinirlerin hasarı sonucu bacaklarda ağrı ve/veya güç kaybı ile seyreden nadir bir durum.<br /> <br /> <b>Diyabetik koma:</b> Genellikle ketoasidoz ve bilinç kaybı ile birlikte bulunan aşırı kan şekeri yükselmesi sonucu görülen bilinç yitimi<br /> <br /> <b>Diyabetik nefropati:</b> Şeker hastalığı seyrinde ortaya çıkan böbrek rahatsızlıkları<br /> <br /> <b>Diyabetik nöropati:</b> Şeker hastalığı seyrinde ortaya çıkan sinir sistemi rahatsızlıkları<br /> <br /> <b>Diyabetik retinopati:</b> Şeker hastalığı seyrinde ortaya çıkan göz rahatsızlıkları<br /> <br /> <b>Enjektör:</b> İğne yapmaya yarayan cihaz<br /> <br /> <b>Fruktoz:</b> Doğal olarak meyvelerde bulunan şeker<br /> <br /> <b>Gestasyonal diyabet:</b> Gebelik sırasında oluşan şeker hastalığı<br /> <br /> <b>Glikojen:</b> Karbonhidratların karaciğerde depolanma şekli<br /> <br /> <b>Glikolize hemoglobin:</b> Kan şekeri kontrolünün ne kadar "yeterli" olduğunu gösteren kriterlerden biri<br /> <br /> <b>Glikoz:</b> Karbonhidratların sindirimi sonu açığa çıkan bir şeker türü<br /> <br /> <b>Glikoz tolerans testi:</b> Diyabet tanısı için kullanılan test<br /> <br /> <b>Glikozüri:</b> İdrarda glikoz bulunması<br /> <br /> <b>Glokom:</b> Göz küresinin içindeki basıncın artmasına neden olan hastalık<br /> <br /> <b>Glukagon:</b> Kan şekerini yükselten ve pankreasın alfa hücrelerinde üretilen bir hormon<br /> <br /> <b>Hemoglobin:</b> Alyuvarlardaki renk veren madde, glikozun bağlandığı bölüm<br /> <br /> <b>Hiperglisemi:</b> Kan şekerinin yükselmesi<br /> <br /> <b>Hipoglisemi:</b> Kan şekerinin düşüklüğü<br /> <b><br /> Hormon:</b> İç salgı bezlerinden kana verilen protein yapısındaki madde<br /> <br /> <b>İmpotans:</b> İktidarsızlık<br /> <br /> <b>İnsülin:</b> Kan şekerini dengeleyen ve pankreasın beta hücrelerinden salınan hormon<br /> <b><br /> İnsülin reaksiyonu:</b> Kan şekeri düşmesinin diğer adı<br /> <br /> <b>İntradermal:</b> Cilt içine<br /> <br /> <b>İntramusküler:</b> Kas içine<br /> <br /> <b>Kalori:</b> Enerji veya ısı ölçü birimi<br /> <br /> <b>Ketoasidoz:</b> İnsülin eksikliğine bağlı olarak yağların yakılmasının sonucunda keton ve asit oluşumu ile seyreden ciddi bir durum.<br /> <br /> <b>Keton:</b> Enerji elde etmek üzere vücuttaki yağlar kullanıldığında açığa çıkan asit yapısındaki madde<br /> <br /> <b>Ketonüri:</b> İdrarda aseton ve keton bulunması<br /> <br /> <b>Ketoz:</b> Kanda keton cisimciklerinin aşırı artması<br /> <br /> <b>Lipoatrofi:</b> İğne yapılan yerde yağ dokusunun azalması<br /> <br /> <b>Pankreas:</b> Sindirim sistemine dahil olan ve insülin salgılayan, midenin arkasında yer alan bez<br /> <br /> <b>Sakarin:</b> Kalori içermeyen sentetik bir tatlandırıcı<br /> <br /> <b>Sülfonilüreler:</b> Pankreasın insülin salgılanmasını uyararak kan şekerini düşüren haplar<br /> <br /> <b>Tip 1 Diyabet:</b> Yalnızca diyet veya haplarla tedavi edilmeyen insüline bağımlı diyabet<br /> <br /> <b>Tip 2 Diyabet:</b> İnsüline bağımlı olmayan diyabet<br /> <br /> <b>Toksemi:</b> Toksinlerin (zehirlerin) emilimi sonucunda vücudun zehirlenmesi<br /> </td></tr></tbody></table></center></div></td></tr></tbody></table>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-60707019446059468692007-09-20T13:05:00.000-07:002007-09-20T13:07:11.412-07:00Gebelikte Diyabet<table border="0" cellpadding="0" cellspacing="0" width="100%"><tbody><tr><td class="style1" background="images/seker.gif" height="26" width="493"><br /></td> </tr> <tr> <td background="images/sekerli_middle_bg.gif"> <div align="center"> <center> <table class="style1" style="border-collapse: collapse;" border="0" bordercolor="#111111" cellpadding="0" cellspacing="5" width="94%"> <tbody><tr> <td><br /> Gebelik ve diyabet konusu; <b>gebelikte ortaya çıkan diyabet (gestasyonel diyabet)</b> ve <b>diyabetik gebe (pregastasyonel diabet)</b> olmak üzere başlıca iki çerçevede ele alınmakta olup, bu sayıda yalnızca gestasyonel diabet üzerinde durulacaktır.<br /> <br /> Normal seyreden gebeliklerde dahi anne adayında ortaya çıkan bazı değişiklikler, anne ve bebeğin yaşamını tehdit edebilir. Bundan dolayı anne adayının gebelik öncesinde, vücudun temel fonksiyonları ile düşüklere ve sakat bebek doğumuna neden olabilen virütik hastalıklar açısından kontrolden geçmesi hayati öneme sahiptir.<br /> <br /> Kontrol sonrası herhangi bir tıbbi sakınca olmaması durumunda gebeliğe karar verilmesi uygun olur. Gebelik nedeni ile oluşabilecek sorunların başında diabet gelir. Basitçe ifade edecek olursak <b>Diabetes Mellitus</b> (<b>şeker hastalığı</b>) insülin salgılanması ve/veya insülinin etkisindeki yetersizlik nedeni ile ortaya çıkan, gıdalarla alınan karbonhidrat, yağ ve protein kullanımındaki bozukluktur. Gestasyonel diabet; gebelik öncesinde belirti vermeyen ancak gebelikle birlikte aşikar hale gelen diabet olarak tanımlanabilir. Gebelikte ilk üç ayın bitiminden itibaren oluşan hormonal değişiklikler sonucu vücutta, kan şekeri seviyelerinden birinci derecede sorumlu olan insüline karşı direnç gelişir. Bu direnç artışında, gebelikte yüksek miktarda salgılanan hormonlar - HPL (Human Plasental Laktojen), östrojen, progesteron, prolaktin, kortizol ve büyüme hormonu - rol oynar. Sıklığı % 1 ile 4 arasında değişen gestasyonel diabet gebelik sona erdikten sonra çoğu vakada ortadan kaybolur. Vakaların bir kısmı ise glukoz kullanımı bozuk veya diabetik olarak hayatlarına devam eder. Özetle, vakaların yaklaşık % 50’ si takip eden yıllarda diabetik olacaklardır.<br /> <br /> Tanısal yaklaşım anne adayının risk sınıflamasına göre yapılır, anne adayları kabaca düşük ve yüksek riskli olmak üzere iki grup olarak ele alınır.<br /> <br /> <b>Düşük Riskli Gebeler:</b> Ailede diabet öyküsü olmaması, 25 yaşından küçük olmak, normal kiloya sahip olmak, önceki gebeliklerinde herhangi bir sorun yaşamamış olmak.<br /> <br /> Yüksek Riskli Gebeler: Ailede diabet varlığı, ileri yaş, şişmanlık, önceki gebeliklerinde diabet tespit edilmiş olmak, tekrarlayan düşük öyküsü varlığı, sakat ve/veya iri bebek (4000 gramın üzerinde) doğurmuş olmak.<br /> <br /> <b>Ne Yapmalı ?<br /> </b><br /> Tüm anne adayları – risk grubuna bakılmaksızın- gebeliklerinin 24-28. haftalarında gestasyonel diyabet için tarama yaptırmalıdırlar. Bu tarama testi, günün herhangi bir saatinde gebenin aç olup olmadığına bakılmaksızın 50 gram glukoz verilerek yapılır. Glukoz alımından bir saat sonra ölçülen kan şekeri 140 mg/dl altında ise normal kabul edilir, 140 mg/dl’nin üzerinde ise 3 saatlik glukoz yükleme testi (OGTT) uygulanır, 200mg/dl’nin üzerinde ise gastasyonel diabet tanısı konur. Yükleme testi çoğunlukla; en az 3 gün serbest karbonhidratla beslenme sonrası, 100 gram glukoz verilerek, açlık ve izleyen 3 saat boyunca saat başı kan örnekleri alınarak uygulanır. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Diabet Cemiyeti (ADA) ‘nın tanı kriterleri farklı olup aşağıda tablo halinde sunulmuştur. Gebe daha önce bahsedilen yüksek risk grubuna dahilse 24. haftadan önce de tarama testi yapılabilir, -bu gruba tarama testi yerine doğrudan yükleme testi de uygulanabilir. Yine, yüksek risk grubuna dahil olan gebenin 28. hafta glukoz yükleme testi normal ise 30-32. haftalarda test tekrarlanabilir.<br /> <br /> Diyabetik gebede anne ve çocuğa ait istenmeyen bir çok sorun ortaya çıkabilir. Bunlar; anne ölümü, intrauterin bebek ölümü, düşük, polihidramniyos (çocuğun içinde bulunduğu amniyon sıvısının fazla olması), preeklampsi (tansiyon yükseliği ile seyreden ciddi bir hastalık), plesentanın erken ayrılması, doğumsal anomaliler, yeni doğan ölümü, ölü doğum sıklığında artış, annede idrar yolu ve mantar enfeksiyonları ve yeni doğanda: RDS (solunum sistemi gelişiminin olumsuz etkilenmesi), makrozomi (4000 gram üzerinde bebek ağırlığı), yeni doğan hipoglisemisi (kan şekeri düşüklüğü), hiperbiluribinemi (uazamış yeni doğan sarılığı) ve hipokalsemi (kan kalsiyum düşüklüğü) olarak sayılabilir.<br /> <br /> <b>Tedavi ve İzlem</b><br /> <br /> Gestasyonel diabet tedavisi öncelikle tıbbi beslenme tedavisidir. Dietin kabaca % 50-55’i karbonhidrat, %30’u yağ, % 20 ‘si proteinden oluşmalıdır.Alınması gereken günlük kalori miktarı gebelik öncesi ideal kiloya göre hesaplanır ve ortalama kilo başına 25-35 kcal'dir.<br /> Anne zayıfsa (< % 80 ideal ağırlık) 40 kcal / mevcut kg/gün<br /> Anne obez ise (% 120-150 ideal ağırlık) 24 kcal / mevcut kg/gün<br /> Anne morbid obezse (>% 150 ideal ağırlık) 12-20 kcal / mevcut kg/gün<br /> <br /> Hastaların bu dönemde demir ve kalsiyum ihtiyaçları karşılanmalı, hastalar günlük aktivitelerine devam etmeli, egzersiz ve yürüyüşler ile kilo vermeye çalışmalıdır. Diet ve egzersiz ile kan şekerleri hedef düzeyde tutulamıyorsa insülin tedavisine geçilmelidir.<br /> <br /> <b>Hedef kan şekeri düzeyleri</b><br /> Açlık 60-100 mg/dl<br /> <b>1. Saat tokluk</b> 100-140 mg/dl<br /> <b>2. Saat tokluk</b> 100-120 mg/dl<br /> Gece 80-100 mg/dl<br /> Doğum eylemi esnasında 60-100 mg/dl<br /> HbA1C < %6<br /> <br /> İlk üç ayda bulantı ve kusmalar varsa hipoglisemi riski artar, insülin gereksinimi azalabilir. Özellikle bu dönemde sık kan şekeri takibi yapılmalıdır. Kan şekerinin 200 mg/dl üzerinde bulunması halinde idrarda mutlaka keton bakılmalı ve pozitif saptanması durumunda doktora danışılmalıdır. Sakkarin içeren tatlandırıcılar bebek üzerinde zararlı etki yaptıkları gösterilmemiş olmakla birlikte plesentadan geçmektedir.<br /> <br /> Aspartam içeren tatlandırıcılar plesentadan geçmediğinden rahatlıkla kullanılabilir. Gebelik süresince yetersiz karbonhidrat alımı, insülin yapıp öğün atlamak, aşırı egzersiz yapmak ve gebelik kusmaları nedenleri ile hipoglisemi görülebilir, ki bu durumda sık kan şekeri takibi ketoasidoz gibi hipoglisemiyi de önleyecektir.<br /> 32. haftadan itibaren haftada bir fetal iyilik testleri yapılmalıdır. Belirli aralıklarla ultrasonografik ölçümler ile fetüsün büyüklüğü, plasentanın durumu ve amniyon sıvısının miktarı değerlendirilmelidir.<br /> <br /> Burada son derece önemli olan nokta gestasyonel diabet tanısı alan hastalar doğumdan sonra da izlenmeli ve doğum sonrası 6-8. haftalarda 75 gram glukoz yükleme testi ile kalıcı diabetin yerleşip yerleşmediği tespit edilmelidir.<br /> </td></tr></tbody></table></center></div></td></tr></tbody></table>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-20529897373314438522007-09-20T13:04:00.000-07:002007-09-20T13:05:40.850-07:00Diyabet ve Hipertansiyon<table border="0" cellpadding="0" cellspacing="0" width="100%"><tbody><tr><td class="style1" background="images/seker.gif" height="26" width="493"><br /></td> </tr> <tr> <td background="images/sekerli_middle_bg.gif"> <div align="center"> <center> <table class="style1" style="border-collapse: collapse;" border="0" bordercolor="#111111" cellpadding="0" cellspacing="5" width="94%"> <tbody><tr> <td> <br /> Diabetes Mellitus’un en önemli makrovasküler komplikasyonu (büyük damar hasarı) koroner kalp hastalığıdır. Diabetik bireylerde koroner kalp hastalığı oranı, diabetik olmayan bireylere kıyasla oldukça yüksektir (% 2-5’ e karşılık % 40-50’ lere varan değerler).<br /> <br /> Kalp damar hastalıkları özellikle kadınlarda olmak üzere her iki cinste de önde gelen ölüm nedeni olup; kadınlarda 2, erkeklerde 4 kat daha sık görülmektedir. Diabetik olguların en önemli hastalık ve ölüm nedeni yine kalp damar hastalıklarıdır. Diğer bir ifade ile, söz konusu hastaların büyük çoğunluğu kalp damar hastalıkları nedeni ile hastaneye yatmakta ve yine büyük çoğunluğu aynı nedenle hayatını kaybetmektedir. Son yıllarda yayınlanan kardiyoloji kılavuzlarında Diabetes Mellitus koroner kalp hastalığı eşdeğeri kabul edilmektedir.<br /> <br /> Diabetik bireylerde mevcut çeşitli koroner kalp hastalığı risk faktörlerinden dislipidemi (kan yağlarının nitelik ve / veya niceliksel bozukluğu) ve hipertansiyon geri dönüşümlü risk faktörleridir. Diabet hastalarında hipertansiyon varlığı koroner kalp hastalığı riskini 3, dislipidemi varlığı ise 4 kat arttırır.<br /> <br /> Epidemiyolojik çalışmalar diabetik olgularda hipertansiyon sıklığının diabetik olmayanlara göre yaklaşık 2 kat yüksek olduğunu göstermektedir. Tip II Diabetes Mellitus (insüline bağımlı olmayan diabet) hastalarının % 60-70’i hipertansiftir. Tip 1 Diabetes Mellitus (insüline bağımlı diabet) olgularında hipertansiyon sıklığı tip II diabetiklerden farklı olup, bu bireylerde hipertansiyon böbrek hastalığının ortaya çıkışı ve ilerlemesi ile paralellik gösterir. 20-30 yıllık diabet öyküleri olan tip 1 diabetiklerde bu oran yaklaşık % 50’dir.<br /> <br /> Diabet genellikle hipertansiyon ve obezite ile birliktelik göstermektedir. Diabet ve hipertansiyon birlikteliğinde hedef organ hasarı belirgin olarak artar. Tip II diabet veya glukoz intoleransı (gizli şeker), hipertansiyon, dislipidemi, insülin direnci, insülin yüksekliği ve santral obezite (elma tipi şişmanlık) ile karakterize bir durum tarif edilmiştir. En yaygın kullanılan adı ile Metabolik Sendrom X denen bu sendromun parametreleri koroner kalp hastalığı için risk faktörüdür.<br /> <br /> Diabet olgularında görülen hipertansiyon kalp damar hastalığı riskini 3 kat arttırır. Bu ölümcül ikili; ani kalp kaynaklı ölüm, koroner kalp hastalığı, kalp yetmezliği, serebrovasküler hastalık (inme vs.) ve yaygın damar hastalığı ile sonuçlanabilir. Diğer yandan diabetik nefropati ( diabet kaynaklı böbrek hasarı) ve diabetik retinopati (diabet kaynaklı gözdibi hasarı) ile sonuçlanan mikrovasküler komplikasyonlar (küçük damar hasarı) da ayrıca hastalık hali ve ölüm oranlarının artmasına katkıda bulunur.<br /> <br /> Başta İngiltere’de yürütülmüş olan UKPDS çalışması olmak üzere yapılan pek çok çalışma bize, diabet hastalarında kan şekerini düşürmenin kalp damar hastalıklarını önlemede tek başına yeterli olmayacağını, hipertansiyon ve dislipidemi başta olmak üzere diğer risk faktörlerinin de düzeltilmesi gerektiğini göstermiştir.<br /> <br /> Hedeflenen kan basıncı düzeyi diabetik olgularda 130 / 80 mmHg’nin altıdır. Burada gözden kaçırılmaması gereken bir nokta , antihipertansif tedavinin amacının sadece kan basıncını düşürmek değil toplam kalp damar hastalığı riskini azaltmak olduğudur. Kan basıncının normal hedeflere ulaşması kalp damar hastalıkları riskini belirgin olarak azaltır. Buna ek olarak özellikle ACE I ve A2RB blokerleri (renin - angiotensin sitemini bloke eden ilaçlar) kan basıncını düşürücü etkilerine ilaveten, bu etkilerinden bağımsız olarak kalp damar hastalıkları riskini de azaltmaktadır. Yine söz konusu gruba dahil ilaçlar renoprotektif (böbrek koruyucu) etki bakımından diğer gruplara kıyasla daha üstündürler.<br /> <br /> Özetle; diabet hastalarında temel yaklaşım kan basıncını hedef düzeylere getirmektir. Hedef kan basıncı değerlerine ulaşmak için ise hastaların büyük kısmında birden fazla ilaç kullanımına (ilaç kombinasyonuna) ihtiyaç duyulmaktadır. Bu gün için güncel yaklaşım; ilaç seçiminde renin-angiotensin sitemini bloke eden ilaçları öncelikli olarak tercih etmektir. Tedaviye bu grup ilaçlardan biri ile başlayıp kombinasyona ihtiyaç duyulduğunda diğer bir anti hipertansif eklenmesi uygun görülmektedir.<br /> </td></tr></tbody></table></center></div></td></tr></tbody></table>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-11849086405904152812007-09-20T13:03:00.000-07:002007-09-20T13:04:16.204-07:00Diyabet ve Alkol<table border="0" cellpadding="0" cellspacing="0" width="100%"><tbody><tr><td class="style1" background="images/seker.gif" height="26" width="493"><br /></td> </tr> <tr> <td background="images/sekerli_middle_bg.gif"> <div align="center"> <center> <table class="style1" style="border-collapse: collapse;color:#111111;" border="0" border cellpadding="0" cellspacing="5" width="94%"> <tbody><tr> <td><br /> <span style="color:#79055a;"><b>Alkol </b></span><br /> <br /> Biz diyabetlilerde alkol alımının tamamen yasaklanmasını önermiyoruz. Bununla birlikte, alkolün etki mekanizmasını bilerek, kararında içmek, sarhoş oluncaya kadar içmemek önemlidir. Henüz kanunen alkol alacak yaşta değilseniz, alkol alıp almamanız konusunda son söz her zaman anne-babanızındır. Alkol satın alabileceğiniz yaş sınırı ülkeden ülkeye değişmektedir. Biz diyabet kliniğinde ne herhangi birşeyi yapmanıza izin vermek ne de yasak koymak durumundayız. Biz size sadece etki mekanizmalarını anlatarak özellikle nelerin farkında olmanız gerektiğini söyleyebiliriz.<br /> <b><br /> <span style="color:#79055a;">Karaciğerde tıkanma </span></b><br /> <br /> Alkol, karaciğerdeki enzimleri alkolün yıkılması ile meşgul ederek karaciğerin yeni glukoz üretimini (glukoneogenezis) etkisiz hale getirmektir. Karaciğer yine de glikojen depolarından glikoz açığa çıkabilir fakat depolar boşaldığında hipoglisemi ortaya çıkacak ve alkol alımından sonra kanda kortizon ve büyüme hormonu konsantrasyonu azalacaktır.<br /> <br /> Her iki hormonun salınımından 3-4 saat sonra ortaya çıkan kandaki glukoz seviyesinin arttırıcı etkileri bulunmaktadır. Bu durum alkol alımından saatler sonra hipoglisemi riskinin artması riskini açıklamaktadır. Karaciğerin serbest yağ asitleri üretme yeteneği de azalacaktır. Bu biyolojik faktörlerin birlikteliği hipoglisemi riskinin alkol alımından sonra önemli ölçüde artmasına neden olur.<br /> Alkolün karaciğerdeki glukoz üretimini bloke ettiği çok iyi bilinen bir gerçektir. Bu yemek yemeden önce bir kokteyl alınması geleneğini açıklamaktadır. Alkol karaciğeri bloke edecek, kan glukoz seviyesi hafif düşecek ve bu durum iştahın artmasına neden olacaktır. Diyabet hastalığında kan şekerinin çok düşük düzeylere düşme riski bulunmaktadır. Alkolün bu etkisi vücudunuzdaki alkolün karaciğerde parçalanması için geçen süre kadar devam eder.<br /> <br /> Karaciğer, kg başına vücut ağırlığına göre, saatte 0.1 gr (1.5 grains) saf alkolü parçalamaktadır. Örneğin vücut ağırlığınız 70 kg (155 pound) ise, bir şişe az alkollü biradaki alkol bir saatte, 4 cl likörde 2 saatte ve bir şişe şarapta 10 saatte parçalanacaktır. Bu nedenle, eğer akşam alkol alırsanız, bütün gece ve kısmen ertesi gün hipoglisemi riskiniz olacaktır. <b><br /> <br /> <span style="color:#79055a;">Diyabette alkollü olmak neden tehlikelidir?<br /> </span><br /> </b>Diyabetiniz varsa, insülininizi zamanında ve doğru dozda almak ve insülin eksikliği yada hipoglisemide kendinizi iyi hissetmediğinizi anlamanız gibi çoğu zamanda berrak düşünebilmeniz gereklidir. Eğer alkollü iseniz alkol aldıktan sonra güvenli olarak araba kullanamassınız. Alkol alımından sonra gelişen ağır hipogliseminin diyabetli gençlerde çlüme yol açtığı gçrülmüştür. Yakın zamanda yapılan çalışmalar, alkolün hipoglisemideki rolünün, karaciğerin glıkoz üretim yeteneğinin kısıtlanmasından daha çok hipogliseminin saptanabilirliğinin azalmış olmasıyla ilgili olduğunu gçstermektedir.<br /> <br /> Yapılan bir çalışmada yetişkin diyabetlilere yemekle birlikte 1 g/kg (34 grains/pound) vücut ağırlığına eş değer alkol (yemekle birlikte aparatif alkol 4 cl votka, ½ şişe şarap ve kahve ile birlikte 4 cl konyak) verilmiştir. Bir yetişkinde bu miktardaki alkolün yıkılması için yaklaşık 10 saat gerekmektedir. Bu yetişkinlerde kandaki alkol yoğunluğu en fazla yaklaşık ‰ 1 (22 mmol/L)'e ulaşmıştır. Ertesi sabah saat 10'a kadar yinelenen kan glukozu değerleri aynı kişilerin aynı miktarlarda maden suyu içtikleri kontrol günündeki çlçümlere yakın değerlerde bulunmuştur. Bu kişilerin hiç birinr hipoglisemi bulguları gçrülmemesine karşın açlık kan glukozu düzeyleri alkol alımından sonraki sabah yapılan ölçümlerden ortalama 0.7 mmol/L (13 mg/dL) daha düşüktü.<b><br /> <br /> <span style="color:#79055a;">Temel kurallar<br /> </span><br /> </b>Alkol alırken her zaman bir şeyler yiyin. Ertesi günde hipoglisemi risk olacağından yediklerinizin " uzun etkili" karbonhitratlar olması gerektiğini hatırlayın. Şeker içeren alkollü içecekler (likör gibi) başlangıçta kısa bir süre kan glukoz düzeyinin yükselmesine daha sonra hipoglisemi riskinin ortaya çıkmasına neden olur. Bir kadeh biradaki karbonhidrat oranı yaklaşık bir bardak sütteki ile aynıdır.<br /> <br /> Diyabetli bir yetişkin eğer aynı zamanda yemek yiyorsa ılımlı miktarlarda alkol alabilir. Yemekle birlikte alınan 1-2 kadeh şarap ya da 6-8 cl (1/5-1/4 sıvı ounce) likör ertesi geceki hipolisemi riskini artırmaz.<br /> <b><br /> <span style="color:#79055a;">Aşırı miktarda alkol aldığınızda ne yapmalısınız?<br /> </span><br /> </b>Yatmadan önce fazladan bir şeyler yiyin. Bu durumda, birkaç saat süre boyunca kan glukozunun yavaş yükselmesini sağlayan patates kızartması (gevreği) yiyebilirsiniz. Yatmadan önceki kan glukoz düzeyi 10 mmol/L (180 mg/dL)' den daha az olmalıdır. Hipoglisemiden kaçınmak için gece yatmadan önceki insülin dozunu 2-4 ünite azaltın. Tek başınıza yatmayın - gece boyunca ciddi hipogliseminizin çıkması durumunda size yardımcı olacak birine ihtiyacınız olacaktır. Eğer eve çok geç gelirseniz anne veya babanızı durumunuzdan haberdar etmeyi ihmal etmeyin. Her ne kadar utandırıcı olsa da aslında bu sizin yaşam sigortanız olabilir. Ertesi sabah kalkar kalkmaz iyi bir kahvaltı etmeyi ihmal etmeyin. Alkol alınması halinde glukagonun kan glukozu düzeyini artırıcı etkisinin daha zayıf olacağını bilmek önemlidir. Bunun nedeni alkolün, glukaganun karaciğerdeki glukoz üretimini arttırıcı yeteneğini engellemesidir.</td></tr></tbody></table></center></div></td></tr></tbody></table>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-9347751461392246312007-09-20T12:24:00.000-07:002007-09-20T12:26:22.627-07:00ORTAYA ÇIKABİLECEK PROBLEMLER<img src="http://www.diabservis.com/graphics/spacer.gif" alt="" height="0" width="590" /><br /><div class="page"><a name="top_of_page"></a><p class="toptitle">ORTAYA ÇIKABİLECEK PROBLEMLER</p><p class="sub">Ortaya Çıkabilecek Problemler</p> <p style="font-weight: bold;">Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı) Tedavisi Sırasında Ortaya Çıkabilecek Problemler</p> <p style="font-weight: bold; color: navy;">Hipoglisemi: (Kan şekeriniz düşükse)</p> <p>Kan şekerinin normal değerlerin altına düşmesidir. Başka sağlık problemi olmayan diyabetikler için kan şekerinin 70 mg/dl'nin altına inmesidir. Kan şekerinin hedef kan şekeri değerlerinin altına inmesi arzu edilmez.</p> <p>Hipoglisemi; </p><ul style="margin: 0pt 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li style="padding-bottom: 3px;">İnsülin veya şeker düşürücü hapların dozlarının fazla uygulanmasına bağlı,</li><li style="padding-bottom: 3px;">Düzenli olarak alınması gereken öğünlerin yeterince veya hiç alınmamasına bağlı,</li><li style="padding-bottom: 3px;">Egzersiz sırasında ve sonrasında yapılan egzersizin arttırdığı enerji ihtiyacını dengeleyecek kadar ek gıda alınmamasına bağlı (egzersizin enerji tüketimini arttırıcı etkisinin 8-10 saat devam edeceğini ve bu dönemde alınan gıda miktarının arttırılması ve insülin dozunun azaltılması gerektiği unutulmamalıdır.)</li><li>İshal veya diğer eşlik eden besinlerin barsaktan emilmesini azaltan sağlık problemlerine bağlı</li><br /> olarak ortaya çıkabilir. <p style="font-weight: bold;">Hipogliseminin Belirtileri Nelerdir:</p><img src="http://www.diabservis.com/jpg.php?file=./uploads/pictures/11.jpg&width=208&height=194" style="float: right;" /><p>Kan şekeriniz düştüğünde (70 mg/dl'den daha az ise) vücudunuz çoğu zaman sinyal verecektir, ancak vücudunuzun şekeriniz düştüğnde sinyal vermeyebileceğini de unutmayın.</p><ul style="margin: 0pt 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li>Sinirlilik,</li><li>Titreme,</li><li>Yorgunluk,</li><li>Açlık hissi,</li><li>Soğuk terleme,</li><li>Baş ağrısı,</li><li>Bulanık görme,</li><li>Çarpıntı,</li><li>Dikkatinizi toplayamama</li><br />sizin fark edebileceğiniz belirtilerdir. </ul><p>Hipoglisemide çevrenizdekiler sizdeki aşağıdaki değişiklikleri fark edebilirler, bunları genellikle siz fark edemezsiniz. </p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li>Huzursuzluk,</li><li>Genelde sakin bir insansanız saldırgan davranışlar; sinirli, saldırgan bir insansanız sakin bir hale bürünmeniz gibi karakter değişiklikleri,</li><li>Dalgınlık,</li><li>Solukluk,</li><li>Saçma konuşmalar,</li><li>Uyku hali,</li><li>Uykudan uyandırılama,</li><li>Bayılma.</li></ul><p>Bu belirtilerden herhangi biri varsa kan şekerinizi ölçün, eğer kan şekerinizi ölçme imkanınız yoksa şekeriniz düştüğünü varsayarak ilave besin alabilirsiniz. Ancak belirtilerin yanıltıcı olabileceğini asla unutmayın.</p><p style="font-weight: bold;">Ne yapmalı?</p><p>Basit şeker düşmelerinde toplam 10-20 gr katbonhidrat içeren besin almak gereklidir. Bunun yarısını hızla şekeri yükseltecek çay şekeri (3 tane kesme şeker) veya glukoz tabletleri (10 gr, genellikle kutu üzereinde belirtilmiştir) ile, diğer yarısını da bir dilim ekmek içeren bir küçük sandviç ile yapabilirsiniz. Eğer 15 dk içinde kendinizi daha iyi hissetmezseniz aynı miktar besini tekrar alabilirsiniz.</p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li>Bazı şekerli besinler: (Her biri yaklaşık 10 gr şeker (karbonhidrat) içerir)</li><li>3 kesme şeker</li><li>2 tatlı kaşığı toz şeker</li><li>1/2 su bardağı meyve suyu</li><li>1/2 su bardağı normal kola</li></ul><p>Kan şekeriniz bunlara rağmen düşükse doktorunuza veya hemşirenize haber verin. Eğer hiçbirine ulaşamazsanız en yakın acil servise başvurun.</p><p>Eğer baygın olarak bulunduysanız ağızdan bir şey verilmemesi gerekir. Acil müdahele gereklidir. Eğer Glukagen mevcutsa şekildeki (şekil veya tarif) gibi hazırlandıktan sonra cilt altına veya kas içine yapılması gerekir. 10-15 dk içinde bir değişiklik olmazsa ikinci Glukagen'i verip 112 no'lu telefondan yardım isteyiniz. Damardan şekerli serum verilmesi ve tıbbi gözlem-müdahale gereklidir. Glukagen ile ayıldıktan sonra hastanın mutlaka doktoruna haber verilmesi gereklidir. Şiddetli hipoglisemi reaksiyonları her zaman doktora bildirilmesi gereken durumlardır.</p><p>Yanınızda şeker hastası olduğunuzu belirten, doktorunuzun, ailenizin telefonlarının yazılı olduğu bir kartı taşıyın.</p><p><span style="font-weight: bold;">Glukagon:</span><br />Glukagon kan şekerini yükselten bir hormondur. İnsülin kullanan şeker hastalarının ulaşılabilir bir yerde bulundurmaları gereklidir. Eğer kan şekeriniz ağızdan şekerli besinler almanıza izin vermeyecek kadar düştü ise glukagon içeren Glukagen adlı ilacın kullanılması gereklidir. Bu insülin gibi iğne olarak yapılan ve 10-15 dk'da kan şekeri yükselticiş etkisini göreceğiniz bir ilaçtır. Baygın durumda arkadaşlarınızın, iş arkadaşlarınızın, ailenizin nasıl glukagen kullanılacağını bilmeleri çok önemlidir. Şeker düşüklüğünden bayıldığınızda glukagen'in yapılması hastaneye gitmeden ayılmanızı ve ağızdan ilave şeker almanızı bu sayede tamamen düzelmenizi sağlayabilir.</p><p><span style="font-weight: bold; color: rgb(221, 0, 0);">Önemli:</span><br />Hipoglisemi düzeldikten sonra bu olayın niçin meydana geldiğini kendi kendinize sorun, geçerli bir neden bulamazsanız ilaç dozlarının azaltılması için mutlaka doktorunuza danışın.</p><p style="font-weight: bold; color: navy;">Hiperglisemi: (Kan şekeri çok yüksekse)</p><p>Açlık kan şekeri normalde 70-110 mg/dl arasındadır. Kan şekerinin normal değerlerin üzerine çıkması hiperglisemi olarak adlandırılır.</p><p style="font-weight: bold;">Kan şekerini neler yükseltir?</p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li>Şeker hastalığının tedavisi için kullandığınız ilaçları veya insülini gerektiği kadar almama veya düzenli kullanmama,</li><li>Diğer hastalıkların seyrinde (infeksiyon hastalıkları, iltahaplanma, soğuk algınlığı...)</li><li>Diyete uymama,</li><li>Her zaman yaptığınız egzersiz yapmama,</li><li>Şeker yükselten ilaçların kullanımı (Kortizol içeren ilaçlar...)</li><li>Almakta olduğunuz tedavinin yeterli gelmemesi. (Haplardan insüline geçmek gerekiyorsa)</li></ul><p style="font-weight: bold;">Kan şekeri yükselmesinin belirtileri nelerdir?</p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li>Her zamankinden daha fazla susama ve su içme,</li><li>Her zamankinden daha fazla acıkma ve yemek yeme,</li><li>Çok sık idrar yapma,</li><li>Gece sık olarak idrar yapmak için uykudan uyanma,</li><li>Cildinizde kuruma,</li><li>Halsizlik, yorgunluk,</li><li>Bulanık görme,</li><li>Yaraların geç iyileşmesi.</li></ul><p style="font-weight: bold;">Ne yapmalı?</p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li>Diyetinize ve tedavinize uyun,</li><li>Bol sıvı alın,</li><li>Kan şekerinizi ve ateşinizi düzenli takip edin,</li><li>Kan şekeriniz sürekli yüksek seyrediyor ve hap kullanıyorsanız doktorunuzu arayın; insülin tedavisi başlanması gerekli olabilir, eğer insülin kullanıyorsanız insülin dozlarınızı arttırmanız gerekebilir. Düzelme olmazsa doktorunuza danışın. İnsülininizin bozulmuş olabileceğini de unutmayın.</li><li>Ateşiniz varsa doktorunuzun sizi muayene etmesi gerekebilir.</li></ul><p style="font-weight: bold;">Hiperglisemik Komalar:</p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li><span style="font-weight: bold;">1. Diyabetik Ketoasidoz:</span><br />Daha çok Tip 1 diyabetik hastalarda insülin eksikliğine bağlı olarak gelişir. Vücudumuzun başlıca enerji kaynağı olan şeker(glikoz) insülin eksikliğinde hücre içine giremez ve vücudumuzun ihtiyacı olan enerjiyi üretemez. Vücudumuz insülin eksikliğinde enerji olarak yağları ve proteinleri kullanır. Bunun sonucunda vücudumuzda keton cisimleri artar ve idrara geçer, idrarda aseton çıkar. Kan şekeri ve keton cisimleri artışı ile hastanın şuuru giderek bulanır ve tedavi edilmezse koma tablosu oluşur. <p><span style="font-weight: bold;">Belirtileri:</span> </p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: circle;"><li>Çok su içme, (Her zamankinden daha fazla susama ve su içme)</li><li>Mide bulantısı ve kusma,</li><li>Çok sık idrar yapma,</li><li>Gece sık olarak idrar yapmak için uykudan uyanma,</li><li>Karın ağrısı,</li><li>Cildinizde kuruma,</li><li>Halsizlik,</li><li>Yorgunluk,</li><li>Bulanık görme,</li><li>Hızlı ve derin soluk alıp verme,</li><li>Nefesinizin çürük elma (aseton) kokması.</li></ul> <p><span style="font-weight: bold;">Nasıl tedavi edilir?</span><br />an şekeriniz yüksek ve idrarda keton varsa mutlaka doktorunuza haber veriniz veya en yakın acil servise başvurunuz. Bu kendi başına tedavi edebileceğiniz bir durum değildir!</p></li><li><span style="font-weight: bold;">2. Hiperozmolar hiperglisemik nonketotik koma:</span><br />Genellikle Tip 2 diyabetik şeker hastalarında, özellikle sıvı ihtiyacını karşılamakta zorlanan yaşlı hastalarda görülür. Kan şekeri çok yüksek değerlere çıkar, çok ağır su eksikliği vardır. Kanda ve idrarda keton cisimleri yoktur. Tedavisinin hastanede yapılması gerekir.</li></ul><p style="font-weight: bold; color: navy;">Uzun Dönemde Ortaya Çıkan Komplikasyonlar</p><p>Şeker hastalığının seyrinde, özellikle kan şekeri kontrolü sağlanamayan diyabetiklerde aşağıdaki durumlar ortaya çıkabilir. </p><ul style="margin: 3px 0pt 0pt 15px; list-style-type: square;"><li>Kalp krizi,</li><li>İnme (Felç)</li><li>Körlükle sonuçlanabilen göz problemleri (Diyabetik retinopati)</li><li>Şeker hastalığına bağlı böbrek hastalığı (Diyabetik nefropati)</li><li>Şeker hastalığına bağlı olarak sinirlerin harap olması (Diyabetik nöropati)</li><li>Periferik damar hastalığı (Bacağı besleyen damarlarda damar sertliğine bağlı daralma, bunun sonucunda dolaşım yetersizliği)</li><li>Diyabetik ayak problemleri ( Ayakta gelişen yaraların iyileşmemesi ve yayılması)</li><li>Cinsel sorunlar (İmpotans)</li></ul><p style="font-weight: bold; font-style: italic;">Unutmayın iyi kan şekeri kontrolü sağlıklı bir hayat sürmenizi sağlar.</p></ul></div>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-72946792378203818742007-09-20T12:22:00.000-07:002007-09-20T12:23:51.151-07:00DİYABET KONTROLU NEDİR<img src="http://www.diabservis.com/graphics/spacer.gif" alt="" height="0" width="590" /><br /><div class="page"><a name="top_of_page"></a><p class="toptitle">DİYABET KONTROLU NEDİR</p><p class="sub">Diyabet Kontrolü Nedir ?</p> <p>Şeker hastalığı olmayan insanlarda kan şekeri açlıkta 70-110 mg/dl arasında, toklukta (yemekten 2 saat sonra) 140 mg/dl'nin altındadır.</p> <p>Diyabet tedavisinde de hedef kan şekeri değerlerinizi normal sınrlarda tutmaktır. Kan şekeri düzeyinizi normal sınırlara yakın değerlerde tutmanız, ilerleyen zaman içinde diyabetle ilişkili sağlık sorunlarından sizi uzak tutacaktır.</p> <table style="border: 1px solid rgb(221, 221, 221); background-color: rgb(255, 255, 255);" cellpadding="5" cellspacing="1"> <caption style="font-weight: bold; color: navy;">Kan şekeri değerleri ve diyabet kontrolü</caption> <tbody> <tr style="background-color: rgb(170, 170, 170); color: rgb(255, 255, 255);"> <th><br /></th> <th>Aç karnına</th> <th>Yemeklerden 2 saat sonra</th> <th>HbA1C</th> </tr> <tr> <td style="background-color: rgb(238, 238, 238); font-weight: bold;">İdeal-Normal Bireyler</td> <td>110 mg/dl'e kadar</td> <td>140 mg/dl'e kadar</td> <td>%6'a kadar</td> </tr> <tr> <td style="background-color: rgb(238, 238, 238); font-weight: bold;">Diyabetik hastalar için hedef değerler</td> <td>80-120 mg/dl</td> <td>100-140 mg/dl</td> <td>%7'e kadar</td> </tr> </tbody> </table> <p>Yukarıdaki hedefler şeker hastalığı ile birlikte başka sağlık problemi olmayan hastalar için belirtilmiştir. Sizin ideal kan şekeri hedeflerinizin ne olması gerektiğini doktorunuza danışmalısısnız.</p> </div> <div style="text-align: center;"><img src="http://www.diabservis.com/graphics/spacer.gif" alt="" height="8" width="0" /></div>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-63313933404813832832007-09-20T12:18:00.000-07:002007-09-20T12:20:13.964-07:00EGZERSİZLER<img src="http://www.diabservis.com/graphics/spacer.gif" alt="" height="0" width="590" /><br /><div class="page"><a name="top_of_page"></a><p class="toptitle">EGZERSİZLER</p><img src="http://www.diabservis.com/jpg.php?file=./uploads/pictures/5.jpg&width=250&height=265" style="float: right; margin-left: 7px; margin-bottom: 5px;" /> <p>Uygun fizik aktivite sağlık problemi olan veya olmayan herkesin sağlığı için iyidir. Şeker hastalarında egzersiz kan şekerinizi daha iyi kontrol altında tutmanızı sağlar. Aktivite vücuttaki şekerin daha hızlı tüketilmesini sağlar. Fazla kilolarınızdan kurtulmanıza yardımcı olur. Kendinizi daha iyi hissedersiniz.</p> <p>Egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışarak tıbbi kontrolden geçmelisiniz.Yapmak istediğiniz egzersiz programını kısıtlayabilecek bir sağlık probleminizin olup olmadığını sormalısınız. Eğer insülin veya şeker düşürücü hap kullanıyorsanız egzersiz sırasında veya sonrasında kan şekerinizin düşebileceğini mutlaka aklınızda tutarak bunun için önleminizi alın. (Bkz Önlemler) Egzersiz olarak saymadığınız günlük işleriniz bile enerji tüketiminizin artmasına yol açarak kan şekerinizi düşürebilir. Örneğin alışveriş yapmak, bahçede çalışmak, uzun yürüyüş yapmak, yüzmek, dans etmek, ev işleri...</p> <p>Yürüyüş (yapabildiğiniz kadar tempolu) en uygun egzersizdir. Bunun için bütün ihtiyacınız bir çift lastiği sıkmayan pamuklu çorap ve ayağınıza iyi uyan, vurmayan bir çift ayakkabıdır.</p> <p>Yapılacak egzersize ve kan şekeri değerlerinize göre hipoglisemi yaşamamak için ek gıda almanız gerekebilir. Kan şekeri değerlerinize ve yapacağınız egzersizin şiddetine göre ilave olarak almanız gereken besinler tabloda gösterilmiştir. ( 1ekmek= 1 dilim ekmek veya yerine yiyebileceğiniz bir besin. Besin değişim tablosunda eşdeğer yiyecekler gösterilecektir)</p> <table style="border: 1px solid rgb(204, 204, 204);" cellpadding="5" cellspacing="1"> <tbody> <tr style="background-color: rgb(187, 187, 187); color: rgb(255, 255, 255);"> <th>Egzersiz Tipi</th> <th>Kan Şekeri (mg/dl)</th> <th>Eklenecek Besin</th> <th>Örnek Gıda</th> </tr> <tr style="background-color: rgb(245, 245, 245);"> <th rowspan="3">Kısa süreli(30 dk.dan az) ve hafif-orta şiddette egzersiz (1-2 km yürümek, bisiklete binmek...)</th> <td>100'ün altında</td> <td>25 gr karbonhidrat</td> <td>1 ekmek ve bir meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(245, 245, 245);"> <td>100-180 arası</td> <td>10-15 gr karbonhidrat</td> <td>1 ekmek veya 1 meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(245, 245, 245);"> <td>180-240 arası</td> <td>Ek gıda gerekmez</td> <td>Ek gıda gerekmez</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(225, 225, 225);"> <th rowspan="3">30-60 dk arası orta şiddette (tenis, yüzme, koşu, bisiklete binme, bahçede çalışmak, voleybol...)</th> <td>100'ün altında</td> <td>25 gr karbonhidrat 6 gr protein</td> <td>1 ekmek, 1 meyve ve 1 et, yarım saat sonra 1 meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(225, 225, 225);"> <td>100-180 arası</td> <td>15 gr karbonhidrat 6 gr protein</td> <td>1 ekmek ve 1 et</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(225, 225, 225);"> <td>180-240 arası</td> <td>10-15 gr karbonhidrat</td> <td>1 ekmek veya 1 meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(245, 245, 245);"> <th rowspan="3">30-60 dk arası şiddetli (futbol, basketbol, zorlu bisiklet veya yüzme)</th> <td>100'ün altında</td> <td>30-40 gr karbonhidrat 20 gr protein</td> <td>2 ekmek, 2 et, ve 1 meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(245, 245, 245);"> <td>100-180 arası</td> <td>15-20 gr karbonhidrat 6 gr protein</td> <td>2 ekmek ve 1 et</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(245, 245, 245);"> <td>180-240 arası</td> <td>10-15 gr karbonhidrat</td> <td>1 ekmek veya 1 meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(225, 225, 225);"> <th rowspan="3">60-120 dk şiddetli (futbol, basketbol, zorlu bisiklet veya yüzme)</th> <td>100'ün altında</td> <td>50 gr karbonhidrat 20 gr protein</td> <td>2 ekmek, 2 et, 1 süt ve 1 meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(225, 225, 225);"> <td>100-180 arası</td> <td>25-50 gr karbonhidrat 6 gr protein</td> <td>1 ekmek, 1 et ve 1süt veya 1 meyve</td> </tr> <tr style="background-color: rgb(225, 225, 225);"> <td>180-240 arası</td> <td>10-15 gr karbonhidrat</td> <td>1 ekmek veya 1 meyve</td> </tr> </tbody> </table> <p><span style="font-weight: bold; color: rgb(221, 0, 0);">Çok Önemli !</span><br />Kan şekeriniz 250 mg/dl 'den fazla veya idrarda ketonunuz varsa egzersiz yapmayın.</p> </div>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-36529450260084571532007-09-20T12:12:00.000-07:002007-09-20T12:14:12.170-07:00DİYABET VE KALITIM<p style="font-weight: bold; color: navy;">Diyabete Bağlı Gelişen Bazı Göz Problemleri</p> <p style="font-weight: bold;">Ben diyabetliyim çocuklarım da diyabetli olur mu?</p> <p>Diyabetli bir anne veya babanın zaman zaman aklına gelip tedirgin olmasına yol açan önemli sorulardan biri çocuklarınızda da diyabetin gelişip gelişmeyeceğidir. Bu bazen çocuk sahibi olma planlarını da etkileyebilen bir soru olabiliyor. Aşağıda bununla ilgili sizleri aydınlatacak bir yazı var:</p> <p>Diyabet genetik olarak geçen bir hastalık. Ancak bu geçiş şekli çok basit değildir.</p> <p>Kalıtımda birçok karışık mekanizma rol oynamaktadır. Bazı insanlar genetik olarak diyabete daha yatkın doğarlar. </p> <p>Tip 1 ve Tip 2 diyabetinin ortaya çıkmasında değişik nedenler rol oynayabilir. İki faktör önemlidir. Birincisi hastalığa kalıtımsal olarak meyilli olmanız, ikincisi çevrenizdeki bazı faktörlerin diyabet gelişimini tetiklemesidir. Genler tek başına yeterli değildir. Bunun bir kanıtı tek yumurta ikizleridir. Aynı genlere sahip olmalarına rağmen, ikizlerden biri Tip 1 diyabetli ise diğerinin Tip 2 diyabet olma olasılığı % 50'dir. İkizlerden birinin Tip 2 diyabetli olması durumunda ise diğerinin Tip 2 diyabet olma olasılığı % 75'tir.</p> <p style="font-weight: bold;">Tip 1 diyabet</p> <p>Bir çok vakada insanlar risk faktörlerini ebeveynlerinden kalıtımsal olarak alırlar. Araştırıcılar, genetik olarak risk altındaki bireylerin büyük bir bölümünde Tip 1 diyabetin gelişmediğini fark etmişler ve çevredeki faktörlerin neler olduğunu bulmaya çalışmışlardır. Tetikleyici faktörlerden birinin soğuk hava koşulları olabileceği düşünülmüştür. Çünkü Tip 1 diyabetin soğuk ülkelerde ve kışın yaza oranla daha sık geliştiği gösterilmiştir. Diğer bir tetikleyici etken virüslerdir. Diyetin de rol oynayabileceği düşünülmektedir. Çünkü Tip 1 diyabet, anne sütünü uzun süre alan veya daha geç aylarda katı yiyeceklere geçen çocuklarda nispeten az görülmektedir.</p> <p>Bir çok insanda Tip 1 diyabetin gelişmesi uzun yıllar almaktadır. Araştırmalarda Tip 1 diyabetli hastaların yakın akrabalarının bir kısmında otoantikorların (vücudun kendi hücrelerini yabancı kabul edip onları yok etmek için geliştirdiği savunma maddeleri) varlığı gösterilmiştir. İlerleyen yıllarda otoantikor pozitif olan kişilerde yüksek oranda diyabet geliştiği görülmüştür. Bu nedenle Tip 1 diyabetlilerin, 5 - 40 yaş arası birinci derece akrabalarında otoantikor varlığı araştırılmalıdır.</p> <p style="font-weight: bold;">Tip 2 diyabet</p> <p><img src="http://www.diabservis.com/jpg.php?file=./uploads/pictures/18.jpg&width=176&height=214" alt="" style="float: left; margin-right: 7px; margin-bottom: 3px;" />Tip 2 diyabet, Tip 1'den daha kuvvetli bir genetik zemine sahiptir ve ek olarak çevresel faktörlere daha bağımlıdır. </p> <p>Ailesinde diyabet sıklığı, Tip 2 diyabet için risk faktörlerinin başında gelmektedir. Amerikalı ve Avrupalılar liften fakir, çok yağlı ve karbonhidratlı yiyeceklerle beslenmekte ve çok az egzersiz yapmaktadırlar. Dolayısıyla Tip 2 diyabet bu ülkelerde daha sık görülmektedir. </p> <p>Şişmanlık Tip 2 diyabet için çok kuvvetli bir risk faktörüdür. Özellikle uzun zamandır fazla kilolu olanlar için risk artmaktadır. </p> <p>Hamileliklerinde diyabet ortaya çıkan (gestasyonel diyabet) kadınların genellikle ailesel diyabet hikayeleri (özellikle anne tarafında) vardır. İleri yaşta hamile kalan ve aşırı kilolu kadınlar gestasyonel diyabete daha yatkındır.</p> <p style="font-weight: bold;">Tip 1 diyabet ve çocuğunuzun riski</p> <p>Bu konuda yapılan çok az çalışma mevcuttur ve bunlardan elde edilen bilgilerde çok yeterli değildir. Bu yetersiz çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre eğer Tip 1 diyabetli bir baba iseniz, çocuğunuzun diyabetli olma riski 17'de 1'dir. Eğer Tip 1 diyabetli anne iseniz ve çocuğunuzu 25 yaşından önce doğurduysanız, çocuğunuzun riski 100'de 1'dir. Eğer 11 yaşınızdan önce diyabet olmuşsanız, çocuğunuzun diyabetli olma riski daha geç yaşlarda diyabet gelişen kadınlara göre 2 kat daha fazladır. Eğer siz ve eşiniz Tip 1 diyabetli iseniz, risk 10'da 1 ile 4 arasındadır. Bazı testler riskin ne kadar olduğunun belirlenmesine yardımcı olabilir. Örneğin birçok Tip 1 diyabetli HLA-DR3 ve HLA-DR4 doku grubu genlerine sahiptir. Eğer siz ve çocuğunuz aynı genleri taşıyorsanız çocuğunuzun riski daha yüksektir. </p> <p style="font-weight: bold;">Tip 2 diyabet ve çocuğunuzun riski</p> <p>Tip 2 diyabet aile içinde yaygındır. Bu, genellikle çocukların, ebeveynlerinin yeme alışkanlığını ve yaşam tarzını benimsemelerinden kaynaklanmaktadır. Bunun yanında genellikle uygun zemin de mevcuttur. Eğer Tip 2 diyabetliyseniz ve bu 50 yaşından önce tespit edilmişse çocuğunuzun diyabet riski 7'de 1, eğer 50 yaşından sonra tesbit edilmişse risk 13'te 1'dir. Eğer hem eşiniz hem de siz Tip 2 diyabetli iseniz risk 2'de 1'dir.</p> <p style="font-weight: bold;">Riskin anlamı nedir?</p> <p>Risk sadece olasılıklardan ibarettir ve kesin değildir. Bu yüzden düşük riske rağmen bir hastalığa yakalanabilir veya yüksek riske rağmen o hastalığa maruz kalmayabilirsiniz. Örneğin sigara içenlerin akciğer kanseri olma riskleri yüksektir. Fakat bazı sigara içenler hiçbir zaman akciğer kanserine yakalanmazlar. Bu faktörlerin hepsi çocuğunuzun yüksek risk altında olması durumunda bile diyabet gelişmeyebileceğini göstermektedir.</p> <p style="font-weight: bold;">Şimdiye kadar bir çalışmaya katıldınız mı?</p> <p>İnsanlarda diyabetin nasıl ortaya çıktığını, nasıl geçtiğini öğrenmek için birçok araştırma yapılmaktadır. Birgün sizin veya ailenizden bazı bireylerin bu tip araştırmalara katılması gerekebilir veya bunu siz talep edebilirsiniz. Diyabetin genetiğini inceleyebilmek için birçok çalışma yöntemleri uygulanmaktadır. Bazı araştırmacılar, Tip 2 diyabetli sayısı fazla olan aileler üzerinde çalışmaktadırlar. Buradaki amaç hangi genlerin Tip 2 diyabet ile bağlantısının olduğunu tespit etmektir. Diğer bir grup araştırıcı Tip 1 diyabetli hastaların yakınlarının kanlarında pankreasa karşı vücut tarafından oluşturulan antikorlara bakmışlardır. Bu sayede diyabet gelişme riski yüksek kişileri saptayabilmektedirler. Bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da diyabet hakkında daha fazla bilgi edinmek için yapılmakta olan çalışmalar gelecekte diyabetin daha iyi tedavi edilebilmesini ve diyabetten korunmayı sağlayacaktır. </p> <p style="font-weight: bold;">Genetik danışma</p> <p><img src="http://www.diabservis.com/jpg.php?file=./uploads/pictures/19.jpg&width=160&height=200" alt="" style="float: right; margin-left: 7px; margin-bottom: 3px;" />Eşlerden birinin diyabetli olması durumunda, çoğu kez evlenmeden önce genetik danışmanlık servislerinin çiftlere yol göstermesi gerekir. Özellikle eşlerden bayan olan Tip 1 diyabetli ise böyle bir sorun gündeme gelir, çünkü bu vakalar çocuk sahibi olmak için uygun yaşlardadır. Günümüzde çocuk sahibi olmayı planlayan Tip 1 diyabetli kadının, başka bir sağlık sorunu yoksa , uygun izlemlerle çocuk sahibi olmasına engel bir durum yoktur. Bu risk hem anne hem de baba için oldukça düşük olmasına rağmen, tip 1 diyabetli bir annenin çocuğunda Tip 1 diyabet gelişme riski, diyabetik babanın çocuğunun riskine oranla daha düşüktür.</p> <p><img src="http://www.diabservis.com/jpg.php?file=./uploads/pictures/20.jpg&width=136&height=200" alt="" style="float: left; margin-right: 7px; margin-bottom: 3px;" />Ancak, burada unutulmaması gereken en önemli konu, çocuk sahibi olmayı planlayan kadının gebe kalmadan önce, diyabetinin iyi ayarlanmasıdır. Zira, şekeri iyi ayarlanmamış diyabetik kadının gebe kalması durumunda doğacak çocukta sakatlık gelişme riskinin yüksek olacağı bilinen bir gerçektir. Ancak hamilelik öncesi kan şekeri kontrolü uygun olan ve hamilelik süresince de kan şekeri kontrolü uygun şekilde sağlanan hastalarda bebeğin sağlıklı olma olasılığı diyabeti olmayan kadınlardan farklı değildir.</p> <p>Diyabetin ayarlı olup olmadığı HbA1c adı verilen test ile ve günlük yapılan kan şekeri ölçümleri ile anlaşılabilir. HbA1c'nin %7'nin altında olması gerekir. Bu şekilde gebe kalan anne adayının gebelik boyunca çok sık kontrol muayenelerine gelmesi, bu arada bebeğin gelişmesinin yakın takibi ve annede komplikasyonlar yönünden en gerekli incelemelerin (göz muayenesi, kan basıncı, mikroalbuminüri ölçümü v.b.) yapılması ihmal edilmemelidir.</p>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-49981975635723358252007-09-20T12:07:00.000-07:002007-09-20T12:11:19.859-07:00DİYABETİK RETİNOPATİ<p>Diyabet,hastalarda bazı göz bozukluklarına zemin hazırlar. Örneğin göz tansiyonu (glokom) ve katarakt (göz merceğinin bulanıklaşması) şeker hastalarında normalden iki kat daha fazla görülmektedir. Fakat en önemli göz bozukluğu diyabete bağlı `retinopati´dir (Gözün görmemizi sağlayan tabakasının diyabete bağlı hasar görmesidir). Diyabete bağlı retinopati (diyabetik retinopati = kısaca DR ),tüm dünyada görme kaybı yapan nedenlerin başında gelmektedir.Her yıl dünyada 25000 şeker hastasını kör bırakmaktadır..Kör olma riski şeker hastalarında şeker hastası olmayanlara göre 25 kat daha fazladır (Prevent Blindness America).Diyabetik retinopati,şeker hastalarının yaklaşık yarısında hafif ya da şiddetli düzeyde görülür.Bu nedenle birçok kliniğin birlikte yürüttüğü çok merkezli çalışmalarla hastalığın nasıl ilerlediği,risk faktörleri ve tedavi yöntemleri incelenmektedir.</p> <p>Diyabetik retinopati (DR) görülme sıklığı tip 1 diyabette 0-4 yaş arasında %0-7, 5-9 yaşlar arasında %,10-16 yaşlar arasında `-71, 17-50 yaşlar arasında oranlarındadır. Şeker hastalığındaki retina bozukluğu retina kan dolaşımındaki değişikliklere bağlıdır. Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber damar çeperinden sızıntı ya da kanlanma bozuklukları bu duruma yol açmaktadır. İlkin gözün ağ-tabakasında (retina) noktasal ve daha büyük kanamalar,mikro-anevrizmalar (baloncuklar) ve damarlardan sızıntılar görülür.Daha sonra bunlar kanama eğilimli yeni kılcal damarların gelişmesine yol açarlar.Bu damar gelişimleri yaklaşık 13-15 yıl sonra ortaya çıkmaya başlar. 26-50 yaşlar arasında,hastaların &'sında göz bulguları artık gelişmiştir.15 yaşında sonra pubertenin (buluğ çağında) de hormonal etkileriyle,tip 1 diyabette retinopati sıklığı hızla artacaktır.</p> <p>Tip 2 diyabette is retinopati görülme sıklığı yine hastalığın süresiyle doğru orantılıdır ama bazen diyabetik retinopati hastalığın ilk belirtisi de olabilir. Bunun nedeni diyabetin henüz klinik olarak anlaşılamadan yıllarca sürmüş olmasıdır. Tekrar vurgulamak gerekirse diyabetik retinopati,, diyabet henüz fark edilmeden ortaya çıkmış olabilir.</p> <p>Bazı önemli noktaları şu satırbaşları ile özetleyebiliriz:</p> <p style="font-weight: bold;">Hipertansiyonun kontrolu:</p> <p>Bir klinik çalışmada,insüline bağımlı diyabetiklerde sistolik (büyük) tansiyonun yükselmesi DR olasılığına işaret etmekte,diastolik(küçük) tansiyonun yükselmesi ise DR nin ilerlemekte olduğunu göstermektedir.Kronik hipertansiyonlu hastalarda damarlar giderek daralacak,bu da retinanın kanlanmasını bozarak yeni damar oluşumlarına zemin hazırlayacaktır.Ayrıca diyabetiklerde felç,kalp ve böbrek hastalıkları da sık görüldüğü için tansiyonun kontrolü ayrıca önem taşımaktadır.</p> <p style="font-weight: bold;">Kan şekerinin kontrolü:</p> <p>Bugün bu konuda kesin bir sonuca varılmamakla birlikte,şeker hastalığının başında kan şekerinin sıkı bir şekilde düzenlenmesi yararlı olabilir.Fakat geri dönüş noktası aşıldıktan sonra o kadar çok hormonal,biokimyasal ve hemodinamik etkiler görülmektedir ki,artık hiçbir sıkı şeker ayarlaması olayı geri çeviremez.</p> <p style="font-weight: bold;">Gebelik:</p> <p>Gebelikte retinada yeni kılcal damarların oluşması hızlanır ve şekerin kontrolü zorlaşır. Bu nedenle hamilelikte 2 ayda bir göz muayenesi tekrarlanmalıdır.Fluorescein anjiografinin bebek üzerince olumsuz etkisi olduğu ispatlanmamakla beraber mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.</p> <p style="font-weight: bold;">Tedavi:</p> <p>Şeker hastalığına bağlı retinopatide başlıca tedavi lazer uygulamasıdır. Sızıntı yapan baloncuklar kapatılır ve gözün kansız kaldığı için beslenemeyen kısımları lazer ışınlarıyla yok edilir.Lazer tedavisi kaybolan görmeyi geri getirmemekle birlikte 2 yıl içindeki görme kaybını anlamlı derecede azaltmaktadır(P oranında).Lazer tedavisine gerek duyulup duyulmadığı muayenelerde doktorunuz tarafında söylenecek,gerekli olgularda lazer tedavisine rehber olmak üzere göz damarlarının filmi çekilecektir (Fluorescein anjiografi=FFA).Eğer göz içinde görüşü engelleyen yaygın kanamalar varsa ya da yeni damar oluşumları büzülerek retina tabakasını yerinden ayırdıysa,vitreoretinal cerrahi gerekebilir.Bütün bu girişimlerin amacı yalnızca oluşabilecek kalıcı görme retina kaybını en azına indirgemektir. Her muayenede göz tansiyonu da bir bütün içinde değerlendirilmektedir.Çeşitli ilaçlar ve ameliyatlarla göz tansiyonu kontrol altına alınmakta ve gerekli tavsiyelerde bulunulmaktadır.Kataraktlar şeker hastalarında şeker hastaları olmayanlara göre iki kat sık görülmektedir.Bazı kez gözün lazer tedavisinin yapılabilmesi için kataraktın alınması gerekmektedir.Ayrıca katarakt ameliyatından sonra DR 'nin hızlanabileceğinden kontrollere çok önem verilmesi gerekmektedir. </p> <p style="font-weight: bold;">Ne yapmalı:</p> <p>Hastalığın önlenebilmesi için kan şekerinin ve kan basıncının iyi kontrolü ve düzenli kontrol en önemli koruyucu tedavidir. Üstelik anlaşılacağı gibi,şeker hastalığına bağlı görme bozuklukları oluşuna kadar beklemek de görme kayıplarının geri döndürülemeyecek düzeye kadar ilerlemesine yol açacaktır. Şeker hastalığına bağlı kanama ve sızıntılar keskin görmeyi sağlayan makula (sarı leke) dediğimiz noktada olmadıkça hastanın bunu farkederek doktora gitmesi imkansızdır.Yapabilecek tek şey düzenli aralıklarla,hiçbir belirti olmasa da,en az 6 ayda bir göz muayenesi olmaktır. Eğer göz dibinde bir bozukluk saptanırsa muayene aralıkları kısaltılacak ve gerekirse lazer tedavisi önerilecektir. Diğer göz bozuklukları da muayenelerde ayrıca ele alınacaktır.</p>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-46409485436405988882007-09-20T11:59:00.000-07:002007-09-20T12:06:11.839-07:00Diyabetik Ayak Yaraları<strong></strong> <p align="justify"><strong>Diyabetik Ayak Yaraları</strong></p> <p align="justify">Diyabetin tedavisinde tıptaki bilgi ve teknolojideki hızlı ilerlemeye rağmen diyabetik ayak problemleri önemli bir sağlık sorunu olarak karşımızda durmaya devam etmektedir. Diyabetik ayak yaraları önemli bir hastalık, ölüm ve ekonomik kayıp nedenidir. Diyabete bağlı hastane yatışlarının en sık nedenidir. Yaşam boyu diyabetik ayak geliştirme riski %25’tir ve her 30 saniyede bir dünya üzerinde bir yerlerde diyabete bağlı uzuv kaybı gelişmektedir. Dünya genelinde travma dışı nedenlere bağlı ayak kesilmesi (amputasyon) sebepleri arasında diyabet birinci sırada yer almaktadır ve tüm amputasyonların %25-90’ını kapsamaktadır. Diyabetik bir bireyin yıllık ayak ülseri geliştirme riski %2-6, sıklığı %3-8’dir. Tekrarlama riski 1. yılda %34, 3. yılda %61, 5. yılda %70’tir. Ortalama iyileşme süresi 11-14 haftadır ve yıllık ayak kesilmesi (amputasyon) oranı %15’tir. Diyabet için yapılan harcamaların %20’si ayak problemleri için olmaktadır. Buna karşın sadece iyi bir hasta eğitimi ve bakım ile kolaylıkla önlenebilen tek diyabet komplikasyonudur. </p> <p align="justify"><strong>Sebebi</strong></p> <p align="justify">Diyabetik ayak ülserlerinin ana nedeni damarsal problemlerden kaynaklanan nöropati (sinir hasarı) ve/veya iskemi (kanlanma azalması) dir. Diyabet tanısı konduğu anda hastaların %10’unda nöropati veya vasküler hastalık mevcuttur. Tanı konduktan sonraki ilk bir yıl ayak ülserleri ve amputasyon için en riskli dönemdir. Nöropatiye bağlı ülserler en sık görülen şekildir ve duyusu azalmış ayağa uygunsuz mekanik yük binmesi neticesinde doku hasarı oluşması ile meydana gelir. Azalmış duyu hissi sonuçta dokunma, derin basınç, ısı ve eklem pozisyon algılamasında azalmaya yol açar. Periferik damar hastalığı diyabette özellikle diz ve topuk arasındaki damarları etkiler. Kan akımı azalmış ve yeterince beslenemeyen dokunun mekanik hasarı kolaylıkla iskemik ülser açılmasına neden olmaktadır. Otonom sinir hasarı ayakta terlemeyi azaltarak ayağın kurumasına ve derinin çatlamasına neden olarak enfeksiyon girişine ve yayılmasına zemin hazırlar. </p> <p align="justify">Ülsere neden olan ayak hasarı travma (delici bir obje üzerine basmak), tekrarlayan (çıplak ayakla yürümek veya uygunsuz ayakkabı) veya sürekli (uzun süreli basınç uygulanması-yatağa bağımlı hastalarda topuk sürtünmesi) bir mekanik stres neticesinde gelişir. Yanıklar, böcek sokmaları veya hayvan ısırmaları gelişmekte olan ülkelerde diğer nedenler arasındadır. Eklem hareketinde azalma, ayakta oluşan nasırların uygunsuz tedavisi, kötü ayak hijyeni ve ayakta şekil bozuklukları diğer nedenleri oluşturmaktadır.<br /><br /><strong>Yara İnfeksiyonu</strong></p> <p align="justify">Diyabetik ayaklı hastaların hepsinde infeksiyon gelişmese de hem hastanın ayağını hem de yaşamını tehdit eden önemli bir durumdur. Açık yaraların hepsi mikroorganizmalar için giriş kaynağıdır. İnfeksiyon klinik olarak iltihaplı akıntı, kızarıklık, ısı artışı, hassasiyet veya ağrı şeklinde tanımlanmaktadır. Diyabetik ayak infeksiyonlarının çoğunda ateş olmaz.<br />İnfekte bir yara varlığında mutlaka doku kültürü alınmalı ve iyi bir pasuman yapılmalıdır. Gerektiğinde yabancı cisim, dokuda gaz birikimi ve kemiğe yayılımın tespiti için röntgen filmi veya daha ileri görüntüleme teknikleri kullanılabilir.<br /><br /><strong>Tedavi</strong></p> <p align="justify">Diyabetik ayak tedavisi bir ekip işidir ve bu konuda deneyimli bir merkezde yürütülmelidir. Bu takım başında bir endokrinolog veya diyabet tedavisi konusunda deneyimli bir iç hastalıkları uzmanı olmak üzere ortopedist, plastik cerrah, damar cerrahı, dermatolog, radyolog, diyabet hemşiresi ve ayak bakım uzmanından oluşur. Bu ekip başta iyi bir kan şeker kontrolü olmak üzere yara tedavisinde lokal yara mücadelesi, uygun antibiyotik tedavisi, damar problemlerinin tespiti ve tedavisini yürütmelidir.</p> <p align="justify">Tedavinin ilk basamağında acil tedaviye ihtiyaç olup olmadığı iyi belirlenmelidir. Acil tedaviye ihtiyaç duyulan durumlar:</p> <p align="justify"><strong>1. </strong>Ayağın kızarması ve şişmesi<br /><strong>2.</strong> Ayakta infeksiyon, renk bozukluğu, cilt altında gaz birikimi<br /><strong>3. </strong>Ayak cildinde pembeleşme, nabız alınamaması, kangren varlığı</p> <p align="justify">Acil tedavi mutlak yatak istirahati, damardan uygun antibiyotik kullanımı, iyi kan şekeri kontrolü, infekte ve nekrotik dokuların uygun cerrahi yöntemlerle tedavisi ve pansumanını içermektedir. </p> <p align="justify">Uzun dönemli tedavide infeksiyon ve yara bakımı yanında ağırlığa karşı gelen yükün azaltılması önemli bir yer tutmaktadır. Hastalar yara oluşan ayak üzerine mümkün olduğunca basmamalıdır, yeterli topuk desteği ile beraber yatak istirahati yaparak basınç azaltılmalıdır. Varsa nasırlar uzman ekip tarafından temizlenerek altındaki dokuya pansuman yapılmalıdır. Uygun antibiyotik tedavisi haftalarca sürebilir. Cerrahi tedavi ile ayaktaki şekil bozukluklarının düzeltilmesi yara iyileşmesini sağlar ve yeni yaraların açılmasını engeller.</p> <p align="justify">Ayrıntılı damar değerlendirmesi kangren ile gelen tüm hastalarda şarttır. Diyabetik hastaların damar lezyonları genellikle birkaç seviyede birden olur. Bu damar daralmalarının tespitinde öncelikli yöntem doppler ultrasonografi ve anjiyografidir. Tedavisinde damarın anjiyografi sırasında genişletilmesi (anjiyoplasti) veya bypass cerrahisi kullanılır. Her iki tedavi şeklinin başarı oranları birbirine benzerdir. Bunların yanında sigaranın bırakılması, beslenme düzenlemesi, kolesterol düzeylerinin düşürülmesi, kan basıncı ve kan şekerinin iyi kontrolü bu tedavilerin başarısını doğrudan etkilemektedir. </p> <p align="justify">Tüm bu tedavi yöntemlerine cevap alınamıyorsa veya ayak başlangıçta çok kötü durumdaysa tek tedavi şansı ayağın kesilmesi (amputasyon) olabilir. Zamanında yapılan müdahaleler hastanın yaşamını kurtarabilir. </p> <p align="justify"><strong>Önleme</strong></p> <p align="justify">Ayaklarda yara açılmasını engellemek için uyulması gereken bazı kurallar vardır:</p> <p align="justify"><strong>1.</strong> Ayaklar her gün muayene edilmelidir.<br /><strong>2. </strong>Sabun ve ılık su ile ayaklar hergün yıkanmalı ve uygun nemlendirici kullanılmalıdır.<br /><strong>3.</strong> Ayakkabılar giyilmeden önce içi kontrol edilmelidir.<br /><strong>4.</strong> Ayak ölçüsüne uygun ayakkabı alınmalıdır.<br /><strong>5.</strong> Parmakların rahat hareket ettiği içi geniş, bağcıklı ayakkabılar tercih edilmelidir.<br /><strong>6.</strong> Ayak ısı kaynaklarından uzak tutulmalıdır (ateş, radyatör, sıcak su torbası)<br /><strong>7.</strong> Evde ve dışarıda yalınayak dolaşılmamalı, önü kapalı ayakkabılar tercih edilmelidir.</p> <p align="justify"><strong>Sonuç Olarak;</strong></p> <p align="justify">Ayak problemleri önlenebilir diyabet komplikasyonlarındandır. Hastaları gelişebilecek potansiyel problemler konusunda bilgilendirmek ve eğitmek önlemin temelini oluşturmaktadır. Diyabetik ayak yarası oluşmuşsa tedavisi uzman bir ekip tarafından yürütülmelidir. </p>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-56989697037638210372007-09-17T13:02:00.000-07:002007-09-17T13:04:34.770-07:00YAPAY TATLANDIRICILAR<p style="text-align: justify;"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Diyabet kan şekeri yüksekliği ile seyreden metabolik, karmaşık bir hastalıktır. Bu nedenle tedavide esas amaç hastaların kan şekeri düzeylerini hedefe değerlere ulaşmasını sağlamaktır. Diyabetik bir hastada kan şekerini hedef düzeylere getirmek için yapılması gereken ilk şey hastanın günlük ihtiyacı olan enerjiyi verecek miktarda gıda almasını sağlamak ve çay şekeri gibi basit, rafine, kolay sindirilebilir, çabuk emilebilir şekerlerden uzak durmasını sağlamaktır. Tedavide her ne kadar şeker kısıtlaması yapılsa da diyabetik bir hasta günlük aldığı enerjinin yaklaşık olarak %50’lik bir kısmını yine şekerlerden sağlamaktadır. Ancak bu şekerler, gıdalarda bulunan kompleks, sindirimi süre gerektiren şekerleri olup, vücuda alındıklarında çay şekeri gibi hızla emilmez ve kan şekerini hızla yükseltmezler. <o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Günümüzde “şekersiz”, “diyet” gibi birçok ön isimlerle satılan birçok gıdanın (bisküvi, kola, reçel, ciklet vs.) içerisinde düşük kalori içeren ya da kalori içermeyen yapay tatlandırıcı denilen maddeler kullanılmaktadır. Bunun dışında diyabetik hastaların günlük gereksinimlerinde kullanılmak üzere (çay, tatlı vs.) değişik yapay tatlandırıcılar pazarda mevcuttur. Tatlandırıcıların, hem hastaların diyete uyumunu arttırarak, hem de gereksiz kalori almasına engelleyerek, sonuçta kilo alımına engel olacak ve kan şekeri regülasyonun sağlanmasına katkısı olacaktır. Günümüzde milyonlarca insan diyabet ya da şişmanlık nedeniyle tatlandırıcı kullanmaktadır. <o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu yazımızda diyabetik hastaları ülkemizde bulunan yapay tatlandırıcılar hakkında bilgilendirmek amaçlanmıştır. <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Yapay tatlandırıcılar<o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Yapay tatlandırıcılar, normal şekere göre 160 ile 13000 kat daha fazla şeker tadı verirler. Çok az kalori içermeleri, vücuda alındıklarında çok az bir kısmının emilmesinden dolayı “düşük kalorili” veya “kalorisiz yapay tatlandırıcılar” olarak adlandırılırlar. <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">+=+67<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%;"><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Yapay tatlandırıcılar başlıca iki guruba ayrılırlar:<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 71.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-indent: -18pt; line-height: 120%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="">1.<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span></b><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;">Kalorili tatlandırıcılar: <o:p></o:p></span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 35.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bu gurup tatlandırıcıların enerji değeri vardır, ancak gram başına oldukça az kalori içerirler. Fazla miktarda alındıklarında kan şekerini yükseltebilirler. Bunlardan meyve şekeri (fruktoz) balda ve meyvede bulunur. Kek, pasta yapımında kullanılan tatlandırıcılar fruktozdur. Şeker alkolleri normal şekere göre %50-92 arasında tatlıdırlar ve paketlenmiş gıdalarda bulunurlar. Bunlara örnek olarak sorbitol, mannitol, xylitol, erythritol sayılabilir. Vücuda alındıklarında bütün şeker alkolleri yavaş ve çok az miktarda emilirler ve bu nedenle çok az kalori vericidirler. Sorbitol ısıya dayanıklıdır, pişirilmekle tadı kaybolmaz veya acılaşmaz, ayrıca, kıvam arttırıcı özellikleri olduğundan reçel, marmelat gibi tatlıların ve çikletlerin yapımı için uygundur. Eğer aşırı şekilde tüketilirlerse gaz ve ishal yapabilirler. Örneğin bir insan için günlük 50 gr üzerindeki sorbitol veya 20 gr üzerindeki mannitol bu tür yakınmalara neden olabilir. Bu nedenle tüketilen gıda maddesinin üzerinde gıda içeriğini gösteren etiketler mutlaka okunmalıdır. <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 35.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 71.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-indent: -18pt; line-height: 120%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="">2.<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span></b><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;">Kalori içermeyen tatlandırıcılar: <o:p></o:p></span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 35.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%;"><span style="color: black; font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bunlar, günlük kullanılan miktarlarda kalori içermezler. <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 35.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Arial;">Amerika Birleşik Devletleri’nde Food and Drug Administiration (FDA) tarafından kullanılması uygun görülen 5 çeşit yapay tatlandırıcı vardır. </span><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US">Bunlar Acesulfame, Saccharin, Aspartame, Sucralose ve Neotame dir. Ülkemizde Sakkarin, Siklamat, Aspartam kullanımdadır.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt -9pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-indent: 44.4pt; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 107.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-indent: -18pt; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><span style="">a.<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span></b><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US">Sakkarin<o:p></o:p></span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 106.2pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Sakkarin, sıcak ve soğuk yiyecek ve içecekleri tatlandırmak amacıyla kullanılabilir. Çay şekerinden 200-700 kat daha tatlıdır. Ağızda metalik bir tad bırakmaktadır. Yemeklerle birlikte pişirildiğinde bu acı tad artar. Farelerde oldukça yüksek dozlarda uygulanmasının mesane kanserleri gelişim riskini arttırdığı gerekçesi ile 1977 ylında Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanımı yasaklanmıştır. Ancak daha sonradan yapılan birçok çalışma ve sakkarin kullanan hasta sayısının artmasıyla, günlük kullanım dozlarında bu risk saptanmadığından Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü ve FDA tarafından kullanımında sakınca olmadığı bildirilmiştir. Piyasada <b style=""><i style="">Sakarin 20 mg/200 tb, 40 mg/100</i> <i style="">tb, Sakarin-oro 20 mg/100 tb </i></b>ve<b style=""><i style=""> 200 tb, Sakkarin 15 mg/200 tb, Hermesetas 12,5 mg/300 </i></b>ve<b style=""><i style=""> 1200 tb.</i></b> olarak bulunmaktadır. Her 10 mg’ı 4.5 gr. şeker (1 kesme şeker) eşdeğerindedir. Günlük doz 5 mg/kg olup, maksimum günlük doz 15 mg/kg dır. Günlük ortalama 15-20 tablet gibi dozlarda emniyetle kullanılabilir.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 106.2pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 107.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-indent: -18pt; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><span style="">b.<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span></b><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US">Aspartam<o:p></o:p></span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 106.2pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Aspartam diğer bir düşük kalorili tatlandırıcıdır ve aminoasit yapısındadır. Şekerden 160-220 kat daha tatlıdır. Günlük dozlarda (15-20 tablet) zararlı yan etkisi yoktur. Aminoasit yapısında olduğu için yüksek ısılarda tat düzeyi azalır. Diyet kola ve cikletlerin tatlandırılmasında kullanılmaktadır. Ağızda metalik tad bırakmaz. Fenilketonüri denen doğumsal hastalığın varlığında kullanılmamalıdır. Bu hastalıkta aspartamda bulunan bir aminoasit olan fenilalanin vücutta zararlı miktarlarda birikme yapabilmektedir. Piyasada <b style=""><i style="">Canderel 18 mg/100 tb</i></b> ve <b style=""><i style="">300 tb</i></b>, <b style=""><i style="">Demi Canderel 10 mg/100 tb</i></b> ve <b style=""><i style="">300 tb</i>., <i style="">Sanpa 10 mg/100 tb</i> </b>ve<b style=""> <i style="">300 tb, Sanpa Gold toz %3, Nutra-tat 20 mg/100 tb</i>, <i style="">Aspartil 20 mg/100 tb.</i></b> formları bulunmakta olup, gıda katkılarından sorumlu FAO/WHO ortak uzman komitesi tarafından, alınmasına izin verilen günlük maksimum doz 40 mg/kg dır. <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 106.2pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 107.4pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-indent: -18pt; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><span style="">c.<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span></b><b style=""><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US">Siklamat<o:p></o:p></span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 106.2pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Piyasada <b style=""><i style="">Dulcaryl 100 eff tb (sodyum siklamat 125 mg ve sodyum sakkarin 12.5 mg) </i></b>ve<b style=""><i style=""> Dulcaryl ¼ doz eff. tb, Dolçe ½ eff (sodyum siklamat 30 mg </i></b>ve<b style=""><i style=""> sodyum sakkarin 3 mg)/100 </i></b>ve<b style=""><i style=""> 300 tb, Dolçe eff<span style=""> </span>(sodyum siklamat 60 mg </i></b>ve<b style=""><i style=""> sodyum sakkarin 6 mg)/100 </i></b>ve<b style=""><i style=""> 500 tb, Tadalin eff (sodyum siklamat 40 mg </i></b>ve<b style=""><i style=""> sodyum sakkarin 4 mg)/100 tb </i></b>olarak vardır. Yarım tablet Dulcaryl 100 veya 2 tb Dulcaryl ¼ tb 1 kesme şeker ya da 1 tatlı kaşığı şekerle aynı düzeyde tat vericidir. <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 3.75pt 0cm 3.75pt 106.2pt; background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; line-height: 120%; text-align: justify;"><span style="color: black; font-family: Arial;" lang="EN-US"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></p> <p style="background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial;"><b style=""><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Düşük kalorili tatlandırıcılar güvenlimidir?<o:p></o:p></span></span></b></p> <p style="background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Düşük kalorili tatlandıcılar çok sayıda değişik çalışmalara tabi tutulduktan sonra kullanıma girmiş ve sonuç olarak <b style=""><i style="">çocuk</i></b> ve <b style=""><i style="">hamileler de</i></b> dahil güvenle kullanılabileceği gösterilmiştir. Ancak nadir durumlarda, örneğin fenilketonüri gibi durumlara aspartam ve türevi tatlandırıcıların kullanımı sakıncalıdır. <o:p></o:p></span></span></p> <p style="background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-align: justify;"><b style=""><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Azaltılmış kalorili veya düşük kalorili tatlandırıcıların avantajları ve dezavantajları nelerdir?<o:p></o:p></span></span></b></p> <p style="background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Azaltılmış veya düşük kalorili tatlandırıcılarla yapılan gıdalar şeker ile hazırlanan gıdalara göre daha az kalori içermektedirler. Bu nedenle kişilerin kilo vermesinde ve verilen kiloların geri alınmamasında yardımcı olabilirler. Bununla birlikte düşük kalorili tatlandırıcı ile yapılan “şekersiz” denilen gıda ürünleri yüksek miktarlarda yağ içererek, normal şekerli formlarına göre daha fazla kalori ihtiva edebilirler. Alınan gıdaların üzerindeki gıda içeriğini gösteren etiketler mutlaka dikkatlice okunmalıdır.<span style=""> </span><o:p></o:p></span></span></p> <p style="background: white none repeat scroll 0% 50%; -moz-background-clip: -moz-initial; -moz-background-origin: -moz-initial; -moz-background-inline-policy: -moz-initial; text-align: justify;"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Diğer önemli bir nokta da enerji veren tatlandırıcılarla (fruktoz, sorbitol) yapılmış bal, reçel, çikolata gibi yiyeceklerin masum olmadığının bilinmesidir. Fazla miktarda alındıklarında kan şekerini yükseltebilir ve kilo artımına sebep olabilirler. Diyabetliler için yapıldığı bildirilen bu ürünler sınırsız olarak tüketilmemelidir. <o:p></o:p></span></span></p> <p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></p>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-54914616883759163032007-09-17T13:00:00.000-07:002007-09-17T13:02:18.412-07:00HİPOGLİSEMİ<p style="text-align: justify;"><b><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;" lang="EN-US">H</span><span style="color: black;">İPOGLİSEMİ<o:p></o:p></span></span></b></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: black;">Tanım: </span></b><span style="color: black;">Vücudunuzun işleyişin normal bir şekilde sürdürebilmesi için kan şekeri seviyesinin 70-110 mg/dl civarında veya doktorunuzun sizin için uygun gördüğü düzeyde olması gerekir. Kan şekeriniz 70 mg/dl nin altına düştüğü zaman düşük kan şekeri sürecine girmişsiniz demektir.<o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: black;">Hipoglisemi Oluşumunun Nedenleri:</span></b><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <ul style="margin-top: 0cm;" type="disc"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: black; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">İnsülin veya şeker düşürücü hapların dozlarının fazla uygulanması, </span><o:p></o:p></span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: black; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Düzenli olarak alınması gereken öğünlerin yeterince veya hiç alınmaması, </span><o:p></o:p></span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; color: black; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Egzersiz sırasında ve sonrasında yapılan egzersizin arttırdığı enerji ihtiyacını dengeleyecek kadar ek gıda alınmaması (egzersizin enerji tüketimini arttırıcı etkisinin 8-10 saat devam edeceğini ve bu dönemde alınan gıda miktarının arttırılması ve insülin dozunun azaltılması gerektiği unutulmamalıdır.)<b> </b></span><o:p></o:p></span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">İshal veya diğer eşlik eden besinlerin barsaktan emilmesini azaltan sağlık problemlerine bağlı olarak ortaya çıkabilir. <span style="font-size: 10pt;"> <o:p></o:p></span></span></li></ul> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: black;">Hipogliseminin Belirtileri Nelerdir:</span></b><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Kan şekeriniz düştüğünde (70 mg/dl'den daha az ise) vücudunuz çoğu zaman sinyal verecektir, ancak vücudunuzun şekeriniz düştüğünde sinyal vermeyebileceğini de unutmayın.</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Sinirlilik,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Titreme,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Yorgunluk,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Açlık hissi,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Soğuk terleme,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Baş ağrısı,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Bulanık görme,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Çarpıntı,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span></span><span style="color: black;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Dikkatinizi toplayamama, sizin fark edebileceğiniz belirtilerdir.<br /> <o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: black;">Hipoglisemide çevrenizdekiler sizdeki aşağıdaki değişiklikleri fark edebilirler, bunları genellikle siz fark edemezsiniz.</span></b><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Huzursuzluk,<o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Genelde sakin bir insansanız saldırgan davranışlar; sinirli, saldırgan bir insansanız sakin bir hale bürünmeniz, gibi karakter değişiklikleri, <o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Dalgınlık,</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Solukluk,</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Saçma konuşmalar,</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Uyku hali,</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Uykudan uyandırılamama,</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Bayılma,</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="margin-left: 18pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Bu belirtilerden herhangi biri varsa kan şekerinizi ölçün, eğer kan şekerinizi ölçme imkanınız yoksa şekeriniz düştüğünü varsayarak ilave besin alabilirsiniz. Ancak belirtilerin yanıltıcı olabileceğini asla unutmayın. </span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: black;">Ne yapmalı ?</span></b><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Basit şeker düşmelerinde toplam 10-20 gr karbonhidrat içeren besin almak gereklidir. Bunun yarısını hızla şekeri yükseltecek çay şekeri (3 tane kesme şeker) veya glukoz tabletleri (10 gr, genellikle kutu üzerinde belirtilmiştir) ile, diğer yarısını da bir dilim ekmek içeren bir küçük sandviç ile yapabilirsiniz. Eğer 15 dk içinde kendinizi daha iyi hissetmezseniz aynı miktar besini tekrar alabilirsiniz. </span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: black;">Bazı şekerli besinler: (Her biri yaklaşık 10 gr şeker (karbonhidrat) içerir)</span></b><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b><span style="color: black;">3 kesme şeker<br />2 tatlı kaşığı toz şeker<br />1/2 su bardağı meyve suyu<br />1/2 su bardağı normal kola<br /> </span></b><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Kan şekeriniz bunlara rağmen düşükse doktorunuza veya hemşirenize haber verin. Eğer hiçbirine ulaşamazsanız en yakın acil servise başvurun. </span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Eğer baygın olarak bulunduysanız ağızdan bir şey verilmemesi gerekir. Acil müdahale gereklidir. Eğer Glukagon mevcutsa şekildeki (şekil veya tarif) gibi hazırlandıktan sonra cilt altına veya kas içine yapılması gerekir. 10-15 dk içinde bir değişiklik olmazsa ikinci Glukagon'u verip 112 no'lu telefondan yardım isteyiniz. Damardan şekerli serum verilmesi ve tıbbi gözlem-müdahale gereklidir. Glukagon ile ayıldıktan sonra hastanın mutlaka doktoruna haber verilmesi gereklidir. Şiddetli hipoglisemi reaksiyonları her zaman doktora bildirilmesi gereken durumlardır.</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Yanınızda şeker hastası olduğunuzu belirten, doktorunuzun, ailenizin telefonlarının yazılı olduğu bir kartı taşıyın.</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Glukagon: Glukagon kan şekerini yükselten bir hormondur. İnsülin kullanan şeker hastalarının ulaşılabilir bir yerde bulundurmaları gereklidir. Eğer kan şekeriniz ağızdan şekerli besinler almanıza izin vermeyecek kadar düştü ise glukagon adlı ilacın kullanılması gereklidir. Bu insülin gibi iğne olarak yapılan ve 10-15 dk'da kan şekeri yükseltici etkisini göreceğiniz bir ilaçtır. Baygın durumda arkadaşlarınızın, ailenizin nasıl glukagon kullanılacağını bilmeleri çok önemlidir. Şeker düşüklüğünden bayıldığınızda glukagon'un yapılması hastaneye gitmeden ayılmanızı ve ağızdan ilave şeker almanızı bu sayede tamamen düzelmenizi sağlayabilir.</span><span style="color: black;"><o:p></o:p></span></span></p> <span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b style=""><u>Önemli</u></b><u>:</u> Hipoglisemi düzeldikten sonra bu olayın niçin meydana geldiğini kendi kendinize sorun, geçerli bir neden bulamazsanız ilaç dozlarının azaltılması için mutlaka doktorunuza danışın</span>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-14752713332777368712007-09-17T12:59:00.000-07:002007-09-17T13:00:25.047-07:00BOZULMUŞ GLUKOZ TOLERANSI (YÜKLEME) TESTİ<p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">YÜKLEME TESTİ (BOZULMUŞ GLUKOZ TOLERANSI)<o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><b style=""><span style=""><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 216pt; text-align: justify;"><b style=""><span style=""><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Normal Glukoz<span style=""> </span>Değerleri <o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Açlık (8-12 saat açlıktan sonra) kan glukoz konsantrasyonu: <span style=""> </span>70 - 110 mg/dl.<b style=""><o:p></o:p></b></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Tokluk (yemekten sonra 2. saat) kan glukoz konsantrasyonu:<span style=""> </span>70 – 140 mg/dl.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bozulmuş Açlık Glisemisi <o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Açlık Kan Glukoz konsantrasyonu :111 -126 mg/dl.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">OGTT<span style="text-transform: uppercase;"><span style=""> </span></span>Yapılmasını<span style=""> </span>Gerektiren Durumlar:<span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></span></span></b></p> <ul style="margin-top: 0cm;" type="disc"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Gestasyonel Diabetus Mellitus (GDM) tanısı için<b style=""><span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></b></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Bozulmuş Açlık Glisemisi durumunda <b style=""><span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></b></span></span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Açıklanamayan nefropati, nöropati, retinopati durumları ile birlikte rasgele ölçülen glukoz konsantrasyonu 140 mg/dl’nin altında olan durumlarda<b style=""><span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></b></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Epidemiyolojik bilgiler için populasyon taraması.<o:p></o:p></span></span></li></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 72pt; line-height: 150%;"><span style=""><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Normal Erişkinlerde OGTT<span style=""> </span>Uygulaması<span style=""> </span><o:p></o:p></span></span></b></p> <ul style="margin-top: 0cm;" type="disc"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Hastalara teste başlamadan 3 gün öncesinden en az 150 gr/gün karbonhidrat içeren normal bir beslenme uygulanır.<b style=""><o:p></o:p></b></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Hastaların hiçbir fiziksel aktivitesi kısıtlanmaz.</span><span style=""> </span><span style="">Fiziksel aktivite pankreastan insülin salınımını uyarır.<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Test sadece ayaktan hastalara uygulanır. Yatak istirahatı OGTT’yi bozar.<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Test 8-12 saat açlıktan sonra yapılır. <o:p></o:p></span></span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Teste sabah başlanır. Bazal plazma insülini sabah,<span style=""> </span>günün ilerleyen saatlerinden daha yüksek ve insülinin glukoza cevabı sabah daha yüksek, gece yarısı ise en düşüktür. Glukoz Tolerans Testi öğleden sonra yapılırsa yüksek glukoz değerleri elde edilir.<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Test süresince hasta oturur durumda bulunur.<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Test süresince hasta herhangi bir şey yiyip içmez.<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Test süresince hasta sadece su içebilir.<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Hastalara oral verilecek<span style=""> </span>glukoz miktarı;<o:p></o:p></span> </span> <ul style="margin-top: 0cm;" type="circle"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Yetişkinlerde 75 gr glukoz (maksimum insülin salınımının elde edildiği glukoz dozu)<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Çocuklarda 1,75 gr/kg glukoz<span style=""> </span>( maksimum </span><st1:metricconverter productid="75 gram"><span style="">75 gram</span></st1:metricconverter><span style="">)<o:p></o:p></span> </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Gebelerde 100 gr glukoz </span><span style="">25 gr/ 100 ml<span style=""> </span></span><span style="">Glukoz<span style=""> </span>solusyonu<span style=""> </span>hazırlanır.<span style=""> </span><o:p></o:p></span></span></li></ul></li></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="">Hazırlanan solüsyon hastaya, açlık kanı alındıktan sonra 5 dakika içinde içirilir. Hazırlanan glukoz solusyonuna limon suyu (askorbik asit) ilave edilmez.<span style=""> </span>Limon suyu ilavesi Glukoz Oksidaz ölçüm metodunda sonuçların daha düşük çıkmasına neden olur. </span><span style="">Glukoz<span style=""> </span>solüsyonunun içirilmesinden</span><span style=""> 120 dakika sonra kan alınır ve Kan Glukoz konsantrasyonları ölçülür <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Erişkinlerde OGTT<span style=""> </span>Sonuçlarının Değerlendirilmesi <o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Erişkinlerde Normal OGTT Değerleri:<o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style=""><span style=""> </span></span><span style="">Açlık Kan Glukoz konsantrasyonu 70-100 mg/dl .<b style=""><o:p></o:p></b></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">120. dakikada Kan Glukoz konsantrasyonu 140 mg/dl’nin altında olmalıdır.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Erişkinlerde Bozulmuş Açlık Glisemisi:<o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Açlık Kan Glukoz konsantrasyonu 100 -126 mg/ ‘Bozulmuş Açlık Glisemisi olarak kabul edilir.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt; line-height: 150%;"><span style=""><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Erişkinlerde Bozulmuş Glukoz Toleransı<span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">OGTT’ nin<span style=""> </span>2. saat'indeki Kan Glukoz konsantrasyonu 140-199 mg/ dl arasında ise Bozulmuş Glukoz Toleransı olarak kabul edilir. <span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Diabetes Mellitus Tanısı<span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Açlık Kan Glukoz konsantrasyonu 126 mg/dl’ye eşit ya da üzerinde ise,<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Rasgele ölçülen Kan Glukoz konsantrasyonu 200 mg/dl’ye eşit ya da üzerinde ise,<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">OGTT’ nin<span style=""> </span>120. dk’da alınan Kan Glukoz ≥ 200 mg/dl ise <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 106.2pt; text-indent: 35.4pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">hasta<span style=""> </span>Diabetus Mellitus tanısı alır.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style="text-transform: uppercase;"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Gestasyonel Diabet<span style=""> </span>Tanısı için Gebelerde OGTT Uygulaması <o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Gebeliğin 24-28. haftasında uygulanmaktadır.<b style=""><span style="text-transform: uppercase;"><o:p></o:p></span></b></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Günün herhangi bir zamanında 50 gr oral glukoz verilir.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">1. saat’deki kan glukoz konsantrasyonu 140 mg/dl ise OGTT uygulanır.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Ertesi sabah 8-12 saat açlıktan sonra açlık kanı alınır.<span style=""> </span><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">100 gr oral glukoz verilir.<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Birer saat arayla 3 defa kan alınır.<b style=""><o:p></o:p></b></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Gestasyonel Diabet<span style=""> </span>Tanısı için Gebelerde OGTT Değerlendirilmesi<o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><b style=""><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Gebelerde<span style=""> </span>Normal OGTT<span style=""> </span>değerleri <o:p></o:p></span></span></b></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Açlık Kan Glukoz konsantrasyonu<span style=""> </span>105 mg/dl<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">1. saat Kan Glukoz konsantrasyonu<span style=""> </span>180 mg/ dl<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">2. saat Kan Glukoz konsantrasyonu<span style=""> </span>155 mg/ dl<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: 150%;"><span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">3. saat Kan Glukoz konsantrasyonu<span style=""> </span>145 mg/ dl<o:p></o:p></span></span></p> <span style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Gestasyonel Diabet tanısı için glukoz konsantrasyonlarından en az ikisinin bu değerlerin üstünde olması gerekir.</span></span>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-84411533161476338922007-09-17T12:57:00.000-07:002007-09-17T12:59:03.347-07:00GESTASYONEL (GEBELİĞE BAĞLI) DİYABET<p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">GESTASYONEL (gebeliğe bağlı) DİYABET </span></strong><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Tanım: </span></strong><span style="color: black;">Daha önceden diyabeti olmayan bir gebede ikinci trimester ve sonrasındaki bir zamanda diyabet ortaya çıkmasına gestasyonel diyabet adı verilir. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Gestasyonel diyabet kimlerde görülür? </span></strong><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Gestasyonel diyabet tüm gebelerin yaklaşık %5'inde ortaya çıkar. Gebelikle beraber görülen şeker hastalıklarının %90'ı gestasyonel diyabet özelliklerini taşır. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Gestasyonel diyabet gelişme riskinin yüksek olduğu gebeler: </span></strong><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><strong><span style="font-weight: normal; color: black;">Daha önce</span></strong><span style="color: black;"> ölü doğum yapmış, anomalili bebek doğurmuş, iri bebek (</span><st1:metricconverter productid="4000 gram"><span style="color: black;">4000 gram</span></st1:metricconverter><span style="color: black;"> üzerinde) doğurmuş; birden fazla sayıda düşük yapmış olan,</span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Önceki gebeliğinde gestasyonel diyabet geçirmiş olan, </span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Gebelik öncesi kilosu normalden fazla olan,</span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Yaşı ileri olan (35 yaş ve üzeri); </span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Birinci derece akrabalarından birinde diyabet olan;</span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ya da mantar enfeksiyonu olan anne adaylarında mevcut gebelikte gestasyonel diyabet gelişme riski artar. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><strong><span style="font-weight: normal; color: black;">Mevcut gebeliğinde</span><span style="color: black;"> </span></strong><span style="color: black;">bebeği gebelik haftasına göre daha iri olan; </span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Gebelik esnasında fazla kilo alışı preeklampsiye bağlı olmayan;</span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Nedeni açıklanamayan polihidramnios (amnios sıvısının artması) saptanan;</span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">Bebeği beklenmedik bir şekilde ölen;</span><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"><span style="font-size:85%;"> </span></span></span></span><span style="color: black;">İdrarda glikoz çıkışı saptanan ya da diyabet belirtileri gösteren (çok yemek yeme ve su içme, bol idrar yapma gibi) gebelerde de gestasyonel diyabet mevcut olabilir ya da gebeliğin kalan kısmında gelişebilir. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> <o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Gestasyonel diyabet tanısı nasıl konur? </span></strong><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Gestasyonel diyabet tanısı konan gebelerin yarısında yukarıda bahsedilen risk faktörlerinden hiçbiri bulunmaz. Bu nedenle hiç bir şikayeti olmasa bile tüm gebeler 24.-28. gebelik haftalarında şeker hastalığı tarama testine tabi tutulurlar. 50 gr saf glikoz içilmesinden bir saat sonra tokluk kan şekeri ölçülür. Testte bozukluk çıkması mutlaka diyabet olduğunu göstermez. Oral glikoz tolerans testi (şeker yükleme testi) (OGTT) uygulanarak kesin tanı konur. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Gestasyonel diyabetin yarattığı tehlikeler nelerdir? </span></strong><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Gestasyonel diyabet tanısı konduktan sonra tedavi ya diyetle ya da insülin kullanılarak yapılır. Tablet şeklindeki şeker düşürücü ilaçlar gebelikte kullanılmazlar. Özellikle insülinle tedavisi gereken gestasyonel diyabetli hastalarda istenmeyen durumların ortaya çıkma riski yanlızca diyetle kontrol altına alınabilen gestasyonel diyabete göre belirgin şekilde yüksektir. Ancak diyetle kontrol altına alınan gebelerin %10'luk bir kısmında antenatal kontrollerin birinde diyete uyamama ya da diyetin yetersiz gelmesi nedeniyle insülin tedavisi başlamak gerekebilir. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Anne adayı için varolan tehlikeler: </span></strong><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Tip I diyabetin aksine ketoasidoz ("şeker koması") daha az görülür. Uygun bir şekilde kontrol altına alınmazsa piyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) gibi ciddi enfeksiyonların ortaya çıkma olasılığı artar. Dirençli vajinal kandidiyazis (mantar) gelişebilir. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Bebek için varolan tehlikeler: </span></strong><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Kan şekerinin yüksek seyretmesi gebeliğin tüm dönemlerinde bebeğin anne karnında aniden ölme riskini artırır. Kan şekeri yüksekliği kontrol altına alınamayan gestasyonel diyabet bebeğin normalden iri olmasına, amnios sıvısının artmasına neden olabilir. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style="color: black;">Bebek doğduktan sonra da özellikle doğum eyleminin hemen öncesinde ya da doğum eylemi esnasında kan şekeri yüksek seyreden annelerin bebeklerinde başta hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) ve hiperbilirubinemi (bilirubin yüksekliği) olmak üzere ciddi yenidoğan problemleri ortaya çıkabilir. </span><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><strong><span style="color: black;">Bu nedenle gestasyonel diyabeti olan anne adayı tanı konduktan sonra tüm gebelik boyunca sıkı bir takipte tutulur, normal gebelikten daha fazla sayıda kontrole çağırılır ve daha fazla sayıda tetkik yapılır. </span></strong><o:p></o:p></span></p> <span style="color: black;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Anne adayının bebek hareketlerine duyarlı olması gerekir. Her bebeğin kendine özgü hareket etme alışkanlığı vardır. Anne adayı bebeğinin az oynamaya başladığını fark ettiğinde bu durumu hemen doktoruna haber vermelidir. Gestasyonel diyabeti olan ve insülin kullanan anne adayı belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle 38. hafta) hastaneye yatırılarak izlenir. Bu aşamada kan şekerleri düzenli olarak kontrol edilmeye devam edilir ve gerekirse tekrar insülin doz ayarlaması yapılır. Gebeliğin sonuna doğru doğum şekli hakkında karar verilir. İnsülin kullanan gestasyonel diyabetli annelerde doğumun hemen sonrasında insülin ihtiyacı azaldığından insülin dozları tekrar ayarlanır.</span></span>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-89603813446581914582007-09-17T12:55:00.001-07:002007-09-17T12:55:37.658-07:00DİYABET NEDİR?<p><b style=""><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Tanım:<o:p></o:p></span></b></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Diyabet (şeker hastalığı), pankreas adı verilen organ içinde, insülin salgılayan beta hücrelerinin herhangi bir nedenle sayısında ya da işlevlerinde (fonksiyonlarında) azalma sonucu gelişen kan şekeri yüksekliğinin söz konusu olduğu bir hastalıktır.<br /><br />Bölgelere göre değişmekle birlikte ülkemizde ortalama %7 oranında diyabetli bulunmaktadır.<br /><br />Diyabetin sınıflaması en son kabul edilen şekle göre;</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt 36pt;"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></p> <ul type="disc"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Tip 1 diyabet, </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Tip 2 diyabet, </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Gebelik (Gestasyonel) diyabeti, </span> </li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Diğer sebeplere bağlı (ilaç kullanımına, hormonal bozukluklara, v.b) olarak belirlenmiştir.</span></li></ul> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><br /><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Tip 1 Diyabet: </b>Vücudumuzun enerji ihtiyacı yiyeceklerimizdeki temel besin öğeleri karbonhidrat, protein ve yağlardan sağlanır. Emilebilmek için en küçük besin öğelerine ayrılan bu besin öğelerinin en önemlisi ‘glikoz’ adı verilen basit şekerdir. Glikoz, başta beyin olmak üzere vücudun tüm organlarının önemli enerji kaynağıdır. Hücreler ihtiyacı olan glikozu pankreastan salgılanan insülin hormonu yardımıyla kullanır, glikoz hücrelere enerji vermek amacıyla insülin sayesinde giriş yapabilirler. İnsülin olarak bilinen bu hormon vücutta yapılamaz ise glikoz enerji olarak kullanılamayacaktır. İnsülin hormonunun mutlak eksikliğine bağlı olarak meydana gelen klinik tabloya Tip 1 diyabet denir. Her yaşta görülebildiği gibi, sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında başlar. Ülkemizde diyabetli hastaların %10’u bu tip şeker hastasıdır. Tip 1 diyabet, bağışık sisteminin herhangi bir nedenle (virüs, ilaç, aşılanma, fizik veya psişik stres v.b) normalden sapması sonucu insülin yapımını üstlenen pankreas beta hücrelerinin tahribi sonucu gelişir. Bu tahribat %80’in üzerine ulaştığında hastalık belirtileri ortaya çıkmaya başlar.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Tip 1 diyabetin belirtileri;</b> bulantı, kusma, yorgunluk, karın ağrısı, derin solunum, nefesinde aseton kokusu, dalgınlık, kilo kaybı, sık idrara gitme (özellikle geceleri), ağız kuruluğu, çok su içme, ciltte kuruluktur.<br /><br /></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Tip 1 diyabetin tedavisinde</b> değişmez kurallar eğitim, dengeli beslenme düzeni, egzersiz ve insülin tedavisidir. Bu tip şeker hastalığında insülin kullanmak bir zorunluluktur.<br /><br /><br /></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Tip 2 Diyabet:</b> Genellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerde görülen diyabet tipi olup başlangıç döneminde pankreas yeterli miktarda insülin salgıladığı halde salgılanan insülinin hücreler tarafından kullanılamaması söz konusudur. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde pankreastan insülin salgılanması yetersiz hale gelir. Bu tip diyabette uzun yıllar klinik olarak bir belirti görülmeyebilir. Araya giren bir enfeksiyon, stres, ameliyat, gebelik veya fazla kilo alınması diyabeti klinik olarak ortaya çıkarabilir. Ailesinde diyabetli olanlar, şişman kişiler, 4 kg’dan daha ağır bebek doğuran kadınlarda Tip 2 diyabet görülme riski daha fazladır.<br /><br /><br /></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Tip 2 diyabetin belirtilerinin</b> başında aşırı idrara çıkma ve çok su içme gelir. Bu gruptaki diyabetliler iştahlarının iyi olmasına rağmen kilo kaybından, halsizlikten yakınabilirler.<span style=""> </span>Kimi durumlarda görme bozuklukları, cilt yaralarının geç iyileşmesi, ciltte kuruluk, kaşıntı, sık sık enfeksiyon gelişmesi (özellikle idrar yolu enfeksiyonu) ellerde ve ayaklarda<span style=""> </span>uyuşma, karıncalanma, kadınlarda vajinal akıntı, kaşıntı yakınmaları gelişebilir. Derin solunum, soluğun aseton kokması, dilde kuruluk, uyku hali bu tip diyabette de (Tip 2 diyabette de) komanın belirtileri olup hemen hastaneye başvurmayı gerektirir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><b>Tip 2 diyabet tedavisinin</b> esasları ise yine beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, egzersiz ve diyabet eğitiminden oluşur. Eğer bu tedavi planı ile kan şekeri düzeyleri normal sınırlar içinde tutulamazsa ağızdan hap olarak alınan ilaçlar tedaviye eklenir. Ancak bazı hastalarda kan şekeri düzeyini normal sınırlar içinde tutabilmek için geçici veya kalıcı süreyle insülin tedavisine ihtiyaç duyulabilir.<span style=""> </span>İnsülin tedavisinin kalıcı süre ile uygulanması zorunluluğu hastanın pankreasındaki hücrelerin yeterli miktarda insülin üretememesine bağlıdır.<br /><br />Diyabet eğitimi, diyabetlinin ve yakınlarının diyabete, bulgularına beslenme, egzersiz, ilaç ve/veya insülin tedavisine, kısa dönemde ve uzun dönemde diyabete bağlı gelişen komplikasyonlara, kendi kendini takip ve kan şekerini ölçmeye ait bilgileri öğrenmesini ve günlük yaşamda uygulamasını içermektedir. Kısacası, diyabet eğitimi diyabet tedavisinin olmazsa olmazıdır. Diyabette beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesinin amacı diyabetli bireyin hayatı boyunca uyum gösterebileceği en ideal beslenme programını oluşturarak kan şekeri düzeylerinin normal sınırlar içinde tutmak, ideal vücut ağırlığını sağlamak ve korumaktır.<br /><br />Egzersizde dikkat edilecek en önemli husus ise kişiye uygun aktivite tipi programının diyabetlinin hekimi ile birlikte komplikasyonları da göz önünde bulundurularak oluşturulmasıdır.</span></p>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-82886683917374002962007-09-17T12:52:00.000-07:002007-09-17T12:54:08.070-07:00AİLESİNDE DİYABET OLANLAR<p style="text-indent: 35.4pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Obezite, yani şişmanlık Tip 2 diyabette sık görülmektedir. Bunun en önemli nedeni obezitede diyabetin oluşmasında rol oynayan insulin direncinin artmasıdır. Böylece aşırı insulin salgılanması meydana gelecek ve kandaki aşırı insulin şeker metabolizmasını olumsuz etkileyerek genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabetin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Ayrıca aşırı insulin yağ metabolizmasını da etkileyerek kan yağlarının, özellikle trigliseridlerin yükselmesine, HDL kolesterolün düşmesine yol açacaktır. Bu nedenle genetik yatkınlığı olan, yani ailesinde diyabet olan kişilerin kilolarına çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Diyabet ile birlikte sıklıkla obezite, hipertansiyon, kan yağları yüksekliği ve koroner damar hastalığı görülmektedir ki bu tabloya metabolik sendrom denmektedir.<o:p></o:p></span></p> <p><b><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Kimlerde daha fazla görülür?</span></b><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;"><o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Ailesinde diyabet olanlar, şişman kişiler, 4 kilodan daha ağır bebek doğuran kadınlar ve aşırı stres altında yaşayan insanlarda diyabet görülme riski daha yüksektir.<o:p></o:p></span></p> <p><b><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Kimler Diyabete daha yakındır?</span></b><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;"><o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"> </span></span></span><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Ailesinde diyabet hastalığı olanlar <o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"> </span></span></span><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Şişman ve kilo fazlalığı olanlar <o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"> </span></span></span><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Hareketsiz yaşantı sürenler <o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"> </span></span></span><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Gebeliği sırasında kan şekeri yükselmesi olanlar <o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"> </span></span></span><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Yüksek tansiyonlu hastalar <o:p></o:p></span></p> <p style="margin-left: 36pt; text-indent: -18pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Symbol;"><span style="">·<span style="font-family: 'Times New Roman'; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; font-size: 7pt; line-height: normal; font-size-adjust: none; font-stretch: normal;"> </span></span></span><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Kan şekerini yükselten ilaç kullananlar <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; color: black; font-family: Verdana;">Ailesinde diyabet bulunan kimselerde şişmanlık önlenmesi gereken bir durumdur. Diyabete meyilli olanlarda yağ birikimi belde ve mide bölgelerindedir. Yani bunlarda bel çevresi kalça çevresinden büyüktür (elma tipi şişmanlık). Beli nispeten ince, kalçası büyük şişmanlarda (armut tipi şişmanlık) diyabet ihtimali azdır. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Diyabet geliştirme riski yüksek olan kadınlar, yani ailesinde diyabet öyküsü olanlar, özgeçmişinde nedeni bilinmeyen ölü doğum, 4000 gram üzerinde veya konjenital anomalili bebek doğumlarına rastlananlardan ilk görüşmede açlık kan şekeri istenmeli, gereğinde ileri tetkiklere geçilmelidir. Bütün gebe kadınlar ise 24-28. gebelik haftalarında diyabet açısından taranmalıdır.<o:p></o:p></span></p> <p style="text-align: justify;"><strong><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Tip 1 diyabet : </span></strong><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">En yüksek görülme dönemi ergenlik çağındadır. Diyabet vakalarının %10'u tip 1 diyabettir. Tip 1 diyabetin gerçek nedeni tam olarak açıklanmamıştır. Ancak bazı risk faktörleri vardır. Bunlar: <o:p></o:p></span></p> <ol type="1"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Ailesinde başka tip 1 diyabet hastası olması (tip 1 diyabetin kalıtsal geçişi tip 2 diyabetten daha seyrektir.) <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Pankreasa zarar veren virüsler, <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Vücudun kendini savunma sisteminde baş gösteren ve vücuttaki insülin yapan hücrelerin tahribiyle sonuçlanan bir sorun olarak sıralanabilir. Tip 1 diyabet hastalarında insülin salımı çok az ya da hiç yoktur. Bu yüzden tedavilerde cilt altından insülin yapılır. Buna ek olarak diyabet eğitimi ve egzersiz tedaviye eklenir.<o:p></o:p></span></li></ol> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Tip 1 diyabetin belirtileri: <o:p></o:p></span></p> <p><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">1. Poliüri (sık idrara çıkmak)<br />2. Polidipsi (çok su içme)<br />3. Polifaji (çok yemek yeme) <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Hiperglisemi ile birlikte ani gelişen ketoasit meydana gelmesi (nefeste aseton kokusu) tedaviye bir an evvel başlanmazsa diyabet koması olabilir. <o:p></o:p></span></p> <p><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Tip 1 diyabetin tedavisi diyet, egzersiz, insülin ve eğitim ile olur. <o:p></o:p></span></p> <p><strong><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Tip 2 diyabet : </span></strong><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;"><o:p></o:p></span></p> <p><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Erişkinlerde görülen diyabettir. Pankreas insülin üretir fakat vücut bunu gerektiği gibi kullanamaz. Daha çok 40 yaş üzeri kişilerde ortaya çıkar. Belirtileri : <o:p></o:p></span></p> <ol type="1"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Poliüri (sık idrara çıkma) <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Polidipsi (çok su içme) <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Polifaji (çok yemek yeme) <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Kilo kaybı <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Plazma kan glukoz düzeyinin yükselmesi (aç karnına 126 mg'dan büyük ya da eşit olması) <o:p></o:p></span></li></ol> <p><strong><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Bunların dışındaki diğer belirtiler: </span></strong><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;"><o:p></o:p></span></p> <ol type="1"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Yorgunluk <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Vücuttaki yaraların geç iyileşmesi <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Kuru ve kaşıntılı cilt <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Sık geçirilen enfeksiyonlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Bulanık görme <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Cinsel sorunlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Ellerde ve ayaklarda uyuşma <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Karıncalanma <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Ağız kuruluğu <o:p></o:p></span></li></ol> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Tip 2 diyabetin nedeni tip 1 diyabette olduğu gibi tam bilinmemektedir. Fakat bazı risk gruplarında görülme olasılığı daha yüksektir. Bunlar: <o:p></o:p></span></p> <ol type="1"><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Yaşı 40 ve üzeri olanlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Şişmanlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Ailede başka diyabet hastalığı bulunanlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Gebelik sırasında diyabet gelişen 4,5 kg. Daha ağır bebek doğuranlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Bir hastalığın veya yaralanmanın stresini yaşayanlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Stresli bir hayatı olanlar <o:p></o:p></span></li><li class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Beslenme alışkanlığı bozuk olanlar <o:p></o:p></span></li></ol> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size: 10pt; font-family: Verdana;">Bu risk faktörlerinden en az iki tanesi varsa mutlaka diyabet taraması yapılmalıdır. Tip 2 diyabetin tedavisi diyet, egzersiz, eğitim ve gerekiyorsa oral olarak antidiyabetik ilaçlar veya insülin ile yapılmaktadır. Bu hastalığın tedavisi ömür boyu devam etmektedir. Bu sebeple tedavi endokrinoloji, diyabet ve metabolizma uzmanı ve diyetisyen ve diyabet hemşiresi tarafından planlanması hastalık komplikasyonlarının önlenmesi açısından çok önemlidir. <o:p></o:p></span></p>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-86673423206621992622007-09-17T12:50:00.000-07:002007-09-17T12:51:40.087-07:00ŞİŞMANLAMA, DİYABETTEN KORUN<table align="center" border="0" cellpadding="3" cellspacing="0" width="100%"><tbody><tr><td colspan="2" class="baslik" align="center"><br /></td> </tr> <tr> <td align="left" height="68" valign="top" width="150"> <img src="http://bursadiabet.org/images/haber/19_4_sag85.jpg" align="left" border="0" height="148" width="129" /></td> <td align="left" valign="top"><div align="justify"> Türkiye'de 5 milyon kişide görülen diyabetin büyük hızla yayılmasında, bol yağlı ve şekerli hazır gıda tüketiminin artması, fiziksel aktivitenin azalması rol oynuyor Adı "şeker" olarak bilinse de diyabet, tüm dünyada en yaygın görülen hastalıklar arasında bulunuyor, ilk 4 ölüm nedeni arasında sayılıyor. Yol açtığı sorunlar, hem yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor hem de önemli bir ekonomik yük getiriyor. Sonucu ölümcül olabilen başka yan hastalıklara davetiye çıkarıyor. </div></td> </tr> <tr> <td colspan="2" align="left" height="68" valign="top"><div align="justify"> Tüm bu nedenlerle diyabet, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından birinci derecede mücadele edilmesi gereken hastalık olarak kabul ediliyor. Bu yıl Şeker Bayramı'na denk gelen '14 Kasım Diyabet Günü'nün sloganı, "Obeziteyle savaş diyabetten korun". Obezitenin hızla yayılmasıyla birlikte diyabetli sayısında da beklenenden öte artış gözleniyor. WHO ve Dünya Diyabet Federasyonu (WDF), çocukluktan itibaren şişmanlıkla savaşmaya çağırıyor. Sinsi hastalık Türk Diyabet Cemiyeti ve Obezite Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık, diyabetin nasıl ortaya çıktığı, kimlerin risk altında olduğu, hastalığın neden arttığı konusunda sorularımızı yanıtladı... Diyabet nasıl bir hastalık? İnsülin azlığı, etkisizliği veya yokluğuyla ortaya çıkan, kan şekerinin yükselmesi, idrarda şeker çıkmasıyla karakterize, kronik, sinsi, bazen ani başlayan geç kalınırsa dönüşümsüz, yaşam boyu süren ve yaşam kalitesini bozan, sosyoekonomik yönden maliyeti yüksek ve sürekli eğitim gerektiren bir hastalık. Belirtileri neler? Nasıl ortaya çıkıyor? Ani kilo kaybı, anormal ağız kuruluğu ve su içme, sık idrara çıkma, halsizlik ve aşırı yorgunluk, sürekli açlık hissi, görme keskinliğinde azalma, bulanık görme, tekrarlayan enfeksiyonlar belirtilerdir. Tip2 diyabet çok sinsi gider. Stres tetikliyor Tip1 ve Tip2'nin farkları neler? Tip1 diyabetin yüzde 20'sini oluşturur, 0 - 30 yaş arasında başlar. Çocuk yaşından başlayan, araya giren bir faktörle ani ortaya çıkan ateşli hastalık, stres, okul sınavları, travma, beslenme bozukluğuyla kendini gösterir. Çocuk zayıflar, iştahsız, devamlı su içme ve idrara çıkma, gece yatağını ıslatmayla ailesinin dikkatini çeker ve doktora götürülür. Kanlarında insülin ya azdır veya hiç yoktur. Tip2 ise 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Bu tipte çevre faktörleri stres, ağır enfeksiyonlar, travmalar, şişmanlık tetikleyici rol oynar. İyi beslenmelerine rağmen halsizlik, yorgunluk, kol ve bacak ağrıları, uyuşma - karıncalaşma, gece gelen kramplar, vücudun çeşitli bölgelerinde kaşıntılar, diş eti hastalıkları ve dişlerin erken dökülmesi, göz bozuklukları öncü belirtileridir. Görülme sıklığı hızla artan bir hastalık... Bu artışın nedeni nedir? Öngörülenin çok üzerinde artıyor. Veriler dünyada 225 milyon, ülkemizde de 5 milyon şeker hastasının var olduğunu gösteriyor. 2025 yılında bu sayı dünyada 300, ülkemizde 8 milyona ulaşacak. Artışta etken faktörler; toplumların beslenme alışkanlıklarının değişmesi, hazır gıdaya yönelme, yağlı ve şekerli besinlerin tüketiminin artması. Buna karşın hareket, fizik aktivitenin azalması ve şişmanlığın artması ve bunların neden olduğu insülin direncidir. Fazla gebelik riski artırıyor Kimler risk altında? Ailesinde diyabet hastası olanlar, şişmanlar, gebelikleri sorunlu geçen, iri çocuk doğuran, ölü doğum ya da sık düşük yapmış kadınlar. Dengesiz beslenme, enfeksiyon, stres, ameliyat, fazla gebelik, bilinçsiz ilaç kullanımı da riski artırıyor. Şekerli gıdaları çokça tüketenlerin riski fazla mı? Diyabete yatkın kişide aşırı karbonhidrat tüketimi pankreastaki insülin yedeğini harcatır. Şeker hastaları için özel tatlı Tulumba Bisküvisi (5 kişilik) Malzemeler 120 gram un, 70 gram diyet şeker, 60 gram margarin, 3 adet yumurta akı veya sarısı, 1 ölçek kabartma tozu, 2 kaşık vanilya, limon kabuğu rendesi, 1/2 sıvı sakarin Hazırlanışı Margarin, şeker ve yumurtayla karıştırılır. Un ve kabartma tozu eklenip karıştırılır. Ardından vanilya, limon kabuğu ve sakarin eklenir. Hamur ikiye bölünür. 'S' ya da yüzük şekline getirilir. Yağlı tepsiye dizilip 200 derecede 15 - 20 dakika pişirilir. NOT: 10 gram protein, 12 gram yağ, 220 kalori içerir. </div></td></tr></tbody></table>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-70578997498890064182007-09-17T12:47:00.000-07:002007-09-17T12:49:41.200-07:00ÇİKOLATA KRİZİ, DİYABET ALARMI !!!<table align="center" border="0" cellpadding="3" cellspacing="0" width="100%"><tbody><tr><td align="left" height="68" valign="top" width="150"><img src="http://bursadiabet.org/images/haber/17_5_sag83.jpg" align="left" border="0" height="120" width="147" /></td> <td align="left" valign="top"><div align="justify"> Sabahları acıkmıyor, öğle yemeğini hafif geçiştiriyor, uyuyuncaya kadar atıştırıp tatlı ya da çikolata krizine mi tutuluyorsunuz? Gizli şekeriniz olabilir. Hemen doktora... Diyabet henüz klasik bulgularını, yani çok su içme, sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, kilo alma gibi belirtilerini vermeden 15 - 20 yıl süresince belirtisiz gelişebiliyor. Bu dönem 'gizli şeker' olarak adlandırılıyor. Gizli şeker aslında 20 yıl önceden kendine özgü birtakım semptomları gösterse de, b </div></td> </tr> <tr> <td colspan="2" align="left" height="68" valign="top"><div align="justify"> u bulgular çoğu kez ihmal ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) son uyarısına göre, açlık kan şekeri 100'ün üzerinde olan herkes diyabet riski altında. Bunun anlamı ne, ne yapmak gerekiyor? Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, gizli şekeri anlattı... Gizli şekerin seyri nasıldır? - İlk ortaya çıkan bulgu, reaktif hipoglisemi adını verdiğimiz şeker düşme ataklarıdır. En önemli özelliği; açken değil, yemek yedikten sonra hipoglisemi atakları olmasıdır. Buna tokluk hipoglisemileri adını veriyoruz. Bu kişiler sabah uyandıklarında fazla acıkmazlar, genellikle kahvaltı yapmazlar, öğle yemeğini hafif geçiştirirler, ama ilk yemeği yedikten itibaren uyuyuncaya kadar sürekli hipoglisemi atakları olur ve sürekli yemek yerler. Kan şekerinin düşüklüğü, sinirlilik, soğuk terleme, fenalık hissi, bazı kişilerde baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu gibi bulgular görülür. Akşama doğru tatlı krizi, çikolata isteği baş gösterir. Bir grup hastada gece uykudan uyanıp yemek yeme vardır. Kimler dikkat etmeli? - Özellikle 50 yaşın altında ortaya çıkan hipertansiyon, koroner hastalığı, enfarktüste mutlaka gizli şeker aranmalıdır. Toplumda şişmanlıkların genetik olanlar dışında, yaklaşık yüzde 80'inde reaktif hipoglisemi var. Şişmanlığın tedavisi ancak bu metabolik bozukluğu bulduktan sonra yapılıyor. Genellikle hipoglisemide temel sorun açlıktır. Herhangi bir diyet uzmanına, zayıflama merkezlerine gidildiğinde hastalara `hipokalorik' yani bir anlamda açlık diyeti veriliyor. Hasta dişini sıkıp açlık diyeti uyguluyor ama bıraktıktan sonra verdiği kilodan fazlasını alıyor. Açlığı açlıkla tedavi edemezsiniz. Gizli şeker nasıl tespit edilir? - Şeker hastalığı bulgularını verinceye kadarki 10 - 20 yıllık süreçte hep açlık kan şekeri normal düzeydedir. Toplumda yanlış bir kanı var. 'Şeker hastalığı olup olmadığını anlamak için açlık şekerini ölçtür' diye öneriyorlar. Oysa gizli şekerde hiçbir zaman açlık kan şekeriyle teşhis konulmaz. Hastanın glikoz yükleme testi yaptırması gerekir. Bu teste 75 gram glikoz içeren şekerli su verilir. Şekerli suyu içtikten sonra 5 saat kan şekeri izlenir. Ama hastalar bu teste 4 saat ayıramayabilir. Bunun için karışık diyet adını verdiğimiz 75 gramlık karbonhidrat diyeti var. 5 dilim ekmek, 2 kaşık reçel, 2 kesme şeker alınan kahvaltıdan 2 saat sonraki kan şekeri ölçülür. Hipoglisemi hayatı nasıl etkiler? Yaşam kalitesini bozar. İnsan ilişkilerini olumsuz etkiler. İş performansını bozar. Tedavi, uygun bir diyet programı, günde 6-8 öğün, sık sık ama azar azar yiyecek programıyla çözümlenir. 3 öğün düzenli yemek, yemek aralarında kepekli bisküvi, sandviç, uykudan önce de bir bardak süt, birkaç bisküvi olabilir. Diyabetle savaş mutfakta başlar Tedaviden çok önlemek için çaba gösterilmeli, okul programları ve okul içi yaşam egzersizi özendirecek bir şekilde yeninden düzenlenmeli. Bütün sınıflara sağlıklı beslenme dersi konulmalı. Ailede şeker hastası olan çocuklarda şişmanlık önlenmeli, bu anne baba sorumluluğu olarak görülmeli. Tedavide amaç, yavaş kilo vermek olmalı. Kilo almadan boy uzaması sağlanmalı, diyet, egzersiz ve yeme alışkanlıklarını içeren bir yaşam tarzı değişikliği hedeflenmeli. Çocuğun "şişman" olarak damgalanmasının önüne geçilmeli, aileler önce mutfaktan başlayarak ailenin yaşam tarzını değiştirmeli, çocuğuna şişmanlığı sürekli konu yapmaktan kaçınarak çocuklarına destek olmalı. Çocuğun gelişmesini dikkate alan dengeli diyetler uygulanmalı. Günde 15 dakika ve çocuğun sevdiği türden egzersizlerle başlanmalı, daha sonra bu süre haftada 150 dakikaya kadar çıkmalı. Rast gele ilaç kullanmamalı. Şeker hastaları için özel tatlı Armut 'Helene' 3 kişilik MALZEMELER: 135 gram armut 200 gram az yağlı süt 120 gram su Sıvı sakarin 12 gram çikolatalı puding tozu HAZIRLANIŞI: Armutlar suda yumuşayıncaya dek pişirilir, dışarı çıkarılıp suyu süzülür. Süt ve puding karıştırılarak pişirilir. Sakarin de eklendikten sonra sık sık karıştırılmak şartıyla pişmeye bırakılır. Pişen sos henüz sıcakken armutun üstüne dökülür ve servis yapılır. İçerdiği gıda unsurları: 60 kalori. Şişmanlığı önlemek için... Gün boyunca yediğiniz besinleri ve günlük aktivitenizin cinsini, süresini, derecesini kaydedin. Alışverişe yemek yedikten sonra çıkın. Hazır yiyeceklerden kaçının. Atıştırma yerine egzersiz koyun. Planlanan zamanlarda ana ve ara öğün yiyin. İkram edilen yiyeceği reddedin. Yiyecekleri gözden uzak tutun. Küçük tabak, çatal, bıçak kullanın. Tabaklara yemek koyduktan sonra servis kabını masadan kaldırın. Yemek bitince masadan kalkın. Yemeğe başlamadan önce bir bardak su için. Yutmadan önce iyice çiğneyin. Yemeğin bir kısmını tabakta bırakın. Yemek yerken başka şeyle uğraşmayın </div></td></tr></tbody></table>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-60222664761029545992007-09-17T12:20:00.000-07:002007-09-17T12:47:07.267-07:00DİYABET VE OBEZİTE<div align="justify"> DİYABET VE OBEZİTE Diyabet; vücudun şekeri uygun şekilde kullanamamasından kaynaklanan, kandaki şeker miktarının artması olarak ta tanımlanabilmektedir. Diyabetli oranının %85-90’ı ileri yaşlarda (genellikle 40 ve üstü) sonradan ortaya çıkan TİP 2 dediğimiz diyabetlilerdir. Tip 2 diyabet oluşumunda etkenler arasında; Kalıtım, ileri yaş, hareket azlığı, kan yağı dediğimiz trigliseridin yüksek, iyi kolesterol dediğimiz HDL kolesterolün düşük seyretmesi, hamilelikte </div> <div align="justify"> şeker düzeylerinin yüksek seyretmesi (gestasyonel diyabet) ve kadınlarda 4 kg. üzerinde bebek doğurma dışında en önemli etkenlerden birisi de aşırı kilo (obezite) dir. İdeal kilonuzun %20 üzerinde bir kiloda olmanız TİP 2 diyabet etkeni sayılabilmektedir. Vereceğiniz 10 kg. ise diyabet riskini %50 azaltmaktadır. Günümüzde diyabet ve obezite riski artmaktadır. Dünya’da diyabetli sayısının 150milyonun üzerinde olduğu sanılmaktadır. Uluslar arası obeziteyle savaş örgütü Türk kadınlarının %24,9, erkeklerinin ise %16,5’inin obez olduğunu belirtiyor. Obezitenin en büyük etkeni ise hareketsizlik ve sağlıksız beslenmedir. Diyabet; göz, böbrek ve sinir sisteminde tahribata neden olurken, obezite; kanser, kalp krizi ve yüksek tansiyondan ölümlere neden olmaktadır. Her iki rahatsızlıkta ciddiye alınmalı, gerekli özen gösterilmelidir. </div>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-91689359289853297472007-09-17T12:17:00.000-07:002007-09-17T12:19:52.064-07:00Beslenme<table align="center" border="0" cellpadding="3" cellspacing="0" width="100%"><tbody><tr> <td class="baslik" align="center">DİYABETLİ BİREYİN BESLENME ÖZELLİKLERİ (Dyt.Ziyanur GÜNEŞ)</td> </tr> <tr> <td align="left" height="150" valign="top"> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;" align="left"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: center;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">DİYABETLİ BİREYİN BESLENME ÖZELLİKLERİ</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: center;" align="left"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style=""> </span>Diyabetlinin beslenme tarzının, sağlık sorunu olmayan bireyden farklı olmadığı bilinmektedir. Temel amaç sağlıklı beslenmektir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"><span style=""> </span>Tedavide uygun beslenme, aktif yaşam ve gerektiğinde ilaç kullanımı birbirini tamamlayan üç temel unsurdur.<span style=""> </span><span style="color: lime;"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Diyabet, pankreastan salgılanan insülin hormonunun işlevini yapamamasından kaynaklanmaktadır. İnsülinin görevi, sindirimleri sonucu şekere dönüşüp kana geçen besin öğelerini hücrelere ve karaciğere taşımaktır. Bu süreçte meydana gelen bir aksaklıkta kanda şeker oranı yüksek düzeylerde kalacak, bu da sağlık sorunlarına yol açacaktır. Besinleri tanıyıp, uygun beslenme alışkanlıkları edinmemiz tedaviye yardımcı olmaktadır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Günlük besin ihtiyacımızı süt, et, tahıl, meyve, sebze, yağ, şeker gibi besin gruplarından sağlamaktayız. Bu besin gruplarının içerisinde karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral, su ve posa gibi besin öğeleri yer almaktadır Besin öğelerinden karbonhidratları (şekerli, unlu, nişastalı yiyecekler) basit ve bileşik karbonhidratlar olarak iki gruba ayırmaktayız. Basit karbonhidratlar dediğimiz; şeker, şekerlemeler, şuruplar, bal, pekmez, reçel, çikolata, marmelatlar, meyve suları, meşrubatlar, dondurma, tatlı bisküviler, pasta ve tatlıların sindirimleri hızlı olduğu için kana daha çabuk geçerler ve öğün sonrası kan şekerinin yükselmesine neden olurlar. Şekerlerin protein, vitamin ve mineral gibi besin değerleri yoktur, sadece enerji verirler, kilo sorununa yol açarlar. Bu nedenle tercih edilmemelidirler. <span style="color: lime;"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kompleks karbonhidrat dediğimiz besinlerden beyaz ekmek, pirinç, makarna, patates, mısır gevreği, şekersiz bisküviler gibi düşük posalı (lifli) olanlar daha az ve seyrek tercih edilmeli, kepekli, yulaflı,<span style=""> </span>çavdar ekmeği, bulgur, kuru baklagiller, sebzeler, meyveler gibi yüksek posalılar az ama daha sık tercih edilmelidirler.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">İnsülin kullanan diyabetliler ara öğünlerinde sadece ekmek veya sadece meyve yerine, bunların yanında süt, yoğurt, ayran, peynir, yumurta, et gibi protein içeren besinler almalıdırlar (karbonhidrat + protein). Bir öğünde proteinli besinler, lifli besinler ve az miktarda yağ bulunuyorsa, besinlerdeki şekerin kana geçiş hızı yavaşlayacaktır.<span style=""> </span><span style="color: lime;"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Kilo ve kolesterol açısından hamur işleri, yağda kızartmalar, yağlı yiyecekler, soslar ve içeriği bilinmeyen hazır gıdaların tüketimine dikkat edilmelidir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Günlük enerji ihtiyacımızın % 50 - 60’ı karbonhidrat, % 10 - 20’si protein, % 30 ve daha azı yağdan gelmelidir. Karbonhidratlı besinlerin % 15’i basit karbonhidrat, % 85’i bileşik karbonhidratlardan oluşmalıdır. Proteinli besinlerin % 50’si hayvansal kaynaklı % 50’si bitkisel kaynaklı besinlerden gelmesi kalp sağlığı açısından önemlidir. Yağın % 10’u doymuş yağlardan (tereyağı, margarinler), % 10’u yarı doymuş yağlardan (zeytin yağı, fındık yağı), kalan %10’u da doymamış yağlardan (ayçiçek yağı, mısırözü yağı, soya yağı) gelmesi daha uygundur. Yarı doymuş ve doymamış yağların gün içinde kullanımı iyi kolesterolü (HDL) yükseltmektedir.<span style="color: lime;"><span style=""> </span><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Yeterli ve dengeli bir beslenme günlük vitamin ve mineral ihtiyacımızı karşılamaktadır, ayrıca dışardan vitamin ve mineral katkısına gereksinim yoktur. Günlük su gereksinimi 8 - 12 bardak kadardır, su alımı kesinlikle ihmal edilmemelidir. Yemek yerken su içilmesi mide boşalmasını hızlandıracağından kan şekerini yükseltebilir. Diyabetliler suyu öğün öncesi veya sonrası tüketmelidirler.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Suda çözünen posalı yiyecekler kan şekerinin yükselmesini önlerler, suda çözünmeyen posalı yiyecekler ise kabızlığı önlerler. Günlük beslenmemiz içinde yeterince tahıllar, kuru baklagiller, meyve ve sebzeler yer almalıdır.<span style=""> </span><span style="color: lime;"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Günlük tuz alımı kısıtlanmalıdır (3 g./gün). Özellikle tansiyon yüksekliği ve böbrek sorunu olanlar tuz konusunda daha dikkatli olmalıdırlar.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Diyabetlide kan şekerinin yüksekliği kadar, kan şekerinin düşmesi de (hypoglisemi) önemsenmelidir. Nedenleri arasında; Öğün atlanmasını veya öğünlerde yeterli oranlarda karbonhidrat alınmamasını, ilave karbonhidrat almadan egzersiz yapmayı veya alkol almayı, fazla dozlarda insülin veya şeker hapı almayı, adet kanamalarını ve sindirim güçlüğünü sayabiliriz.<span style=""> </span><span style="color: lime;"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Titreme, terleme, bulantı hissi, baş dönmesi, baş ağrısı, çift görme, yorgunluk, dikkatsizlik ve ani açlık hissi gibi belirtiler kan şekerimizin düştüğünü gösterir. Öncelikle yapılması gereken hemen 2 - 3 tane şekerin, şeker yoksa meyve suyunun alınmasıdır. Daha sonra yakın olan öğün tüketilmeli, öğün zamanı yakın değil ise peynir ekmek yenilmelidir. Diyabetli baygın halde ise ağızdan su dahil hiçbir şey verilmez, sadece yanaklarının iç tarafına az miktarda bal sürülebilir. Yanında varsa glukagon enjeksiyonu yapılabilir. İlk fırsatta doktora ulaştırılmalıdır. Bu nedenle diyabetlinin diyabetli olduğunu gösteren kolluk veya kolye taşımalarında yarar vardır.<span style=""> </span><span style="color: lime;"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;">Daha sağlıklı bir yaşam için önerilmeyen besinlerden, fazla tuzdan, sigara ve alkolden uzak duralım. Tatlandırıcı kullanılacak ise, kalorisiz tatlandırıcılar tercih edilmeli ve günlük doz aşılmamalıdır. Her light besin şekersiz anlamına gelmemektedir. Mutlaka ambalajları okunmalı ve alınmak isteniyorsa diyabetik olanlar alınmalıdır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-indent: 35.4pt;" align="left"><o:p><span style="font-family:Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif;"> </span></o:p></p></td></tr></tbody></table>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-1454475410019682243.post-34574324905901259252007-09-11T10:59:00.001-07:002007-09-11T11:00:44.782-07:00DİYABETLE BARIŞIK YAŞAMAK<b>Diabet - Şeker Hastalığı</b><br /> <br />Diabet, diğer adıyla şeker hastalığı, sık görülür ve ciddî sonuçlara yol açar.Pankreasın ürettiği insülinin yetersizliği veya etkisizliğinden kaynaklanır. İnsülin olmayınca, besinlerle aldığımız şeker ve diğer besin unsurları, ihtiyaç duyan hücrelere giremez. Böylelikle, hücreler şekersizlik çekerken, kanda şeker normal değerlerin üstüne çıkar. Kanda şekerin çok artması, zehir etkisi yaratır ve vücudun tüm hücrelerini tahrip eder.<br /> <br /> <b>Şeker ve İnsülin</b><br /> Vücut, sürekli olarak kanda bir miktar şekere (glukoza) ihtiyaç duyar. İnsülin kan dolaşımındaki glukozu hücrelere taşımakla görevlidir. İnsülin pankreas tarafından üretilen bir hormondur.<br /> Hücrelerdeki glukoz, günlük yaşamımızı devam ettirmeyi sağlayacak enerji kaynağıdır. <hr /> <p> </p> <hr /> <p style="margin-left: 2px; margin-right: 5px;" align="justify"> <b> Diyabet nedir Nasıl meydana gelir</b><br /> <br /> Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ metabolizmasını ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır ve kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temel metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glükozun(şekerin) hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan glükoz pankraeas tarafından salgılanan İNSÜLİN hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enrjiye dönüşür. Hücrelerin üzerinde değişik maddelerin girmesine izin verilen "kapılar" vardır. Bu kapılar normalde kilitlidirler ve uygun "anahtar" varlığında açılırlar. Diyabet, hücrelerin üzerindeki glükoz "kapısının" açılamaması durumudur. Bu örnekten ilerlersek diyabet, anahtar işlevi gören İNSÜLİN hormonu yetersizliğine ve/veya insülinin etkilediği reseptörlerin( hücre kapısındaki kilidin) bozukluğuna bağlı gelişmektedir.</p> <p style="margin-left: 2px; margin-right: 5px;" align="justify"> <br /> <b> ŞEKER HASTALARINA KÜÇÜK ÖNERİLER:</b><br /> Haftada 1 kez sabah akşam şekerinizi ölçün,kayıt tutun ve bu kayıtları kontrol anında doktorunuza gösterin Kilonuzu kontrol altında tutun,ideal kilonuzu koruyun Günlük düzenli yürüyüşler yapın. Öğün atlamayın,diyetisyeninizin veya doktorunuzun yemeyi önermediği hiçbir şeyi yemeyin,ısrarlara kulak asmayın. İçeriğinde fruktoz,sakkaroz veya şeker olan hiçbir ürünü satın almayın,tüketmeyin. Gerektiğnde değişiklik yapabilmek için besin gruplarını iyi öğrenin. Tatlandırıcılarla yaptığınız yiyeceklerle kendinizi ödüllendirin. Halk arasında diyabete iyi geliyor diye önerilen tatlı yiyeceklerden uzak durun.<br /> <br /> <b> DİYABETLE BARIŞIK YAŞAMAK</b><br /> <br /> Diyabetin bazı erken belirtileri vardır. Kan şekeri yüksek olan kişilerde yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, sık idrara çıkma. susama, yara ve berelerin uzun zamanda iyileşmesi gibi belirtiler vardır. Eğer ailenizde şeker hastası varsa bu hastalığa yakalanma riskiniz daha fazladır. bu belirtilerle doktorunuza başvurduğunuz taktirde doktorunuz kan şekerinizin de belirlenmesini isteyecektir.<br /> <br /> Diyabetliysem ne yapmam gerekiyor? eğer diyabetliyseniz hayatınızın bundan sonraki döneminde kendinizi çok iyi kontrol altında tutmanız gerekecektir. Diyabetle barışık yaşamanın yolu kendinize dikkat etmekten geçer. Kan şekeri düzeylerinizi ortalama aralıklarda tutarak olabildiğince normal yaşam sürdürmeyi hedeflemelisiniz. Bu hedefe ulaşmanın en iyi yolu diyet uygulamak ve egzersiz yapmaktır.</p>baytarhttp://www.blogger.com/profile/09855606764320337713noreply@blogger.com0